"Ağrım olsa bağıramam, aslan görsem kaçamam, kuyruğu ne de tatlı dersiniz ama avcı vurunca afiyetle yersiniz, çok da üşüdüm, kürkümü geri verseniz.. Tavşanım ben, keşke dostum olsan sen.." (Tawşi)

25 Kasım 2013 Pazartesi

2013 CESET FUARLARI SÖNÜK GEÇTİ, VAH VAH!










       Beylikdüzü Tüyap’ta 21 Kasım'da açılışı yapılan ve bugün biten 8. İstanbul Kürk ve Deri Fuarı, hayvan özgürlüğü savunucuları tarafından protesto edildi. İstanbul Sanayi Odası başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşması sırasında aktivistler ayağa kalkarak kürk ve deri katliamını protesto etti. Grup, Bahçıvan’ın konuşmasını bölerek deri ve kürk fabrikalarında hayvanlara yapılan eziyetleri ve fabrikaların yarattığı çevre kirliliğini sordu. 
      Salonda protestolar devam ederken bir başka grup da üzerinde “8. İstanbul Ceset Fuarı” ve “Cinayet hiç bu kadar şık olmamıştı” yazan tişörtlerle fuar alanında dolaştı.
      Protesto, güvenlik tarafından engellenmeye çalışılırken yüksek müzik sesiyle sesleri bastırılmak istendi.  Eylemcilerin salondan çıkması ile Sanayi Odası Bahçıvan “Bunlar bizi caydıramaz. Parazit bunlar. Sektörün yükselişi sürecek.” dedi.
      Güvenlik görevlileri tarafından çıkarılmadan önce eylemciler, havaya bildirilerini fırlattı. Bildiride, hayvanların kürkleri için uğradı işkenceler, hayvan katliamları, sektörün yarattığı çevre kirliliği ve denetimsiz atölyelerde kanser riskiyle karşı karşıya kalan işçiler yer aldı:
Bu yıl 8. kez düzenlenen kan, zulüm, sömürü dolu bu fuarı bir kez daha protesto ediyoruz! İşkenceyi ve her türlü sömürüyü, telafisi mümkün olmayan ekolojik tahribatı meşrulaştırıp pazarlayan, ticaretini yapan bu fuar bitene ve tekrar organizasyonundan vazgeçilinceye dek haklı mücadelemiz sürecek.
Bu kanlı fuarı protesto ediyoruz çünkü burada işkence ve acı dolu birçok işlemle hayvanlardan çalınan kürkler, deriler çok büyük bir umursamazlıkla sergileniyor, pazarlanıyor ve bu gasp eylemi insanın zevkleri uğruna hâlâ devam ediyor.
Dünyada her yıl 50 milyondan fazla hayvan kürkleri için katlediliyor. Bu hayvanların %85′i kürk çiftliklerindeki, içinde yaşanması mümkün olmayan kafeslerde, üst üste yığılarak aç ve susuz bırakılarak yetiştiriliyor. Doğal yaşam alanlarında türlü hilelerle pusuya düşürülen hayvanlar ise bu kafeslerin içine tıkılıp hiç bilmedikleri bir ortamda insanla karşı karşıya gelmenin dehşetini yaşıyor. Firmalar kâr elde etsin, insanlar daha “güzel” görünsün diye tutsak edilen ve kürkleri çalınan bu hayvanlar öldürülürken de korkunç acılara maruz kalıyorlar: Tel ile boğma, boyun kırma, vajina-anüsten elektrik verme, kaynatma en çok kullanılan yöntemler…
Hayvan haklarını, insan haklarını ve doğayı yok sayan, hakları gaspeden bu iğrenç sektör, doğa dostu olarak yutturduğu kürklerin ve derilerin işlenmesi için kullanılan kimyasallarla yarattığı ekolojik tahribatın baş sorumlusudur ve yaşama karşı telafisi mümkün olmayan suçlar işlemektedir, bu suçlar nedeniyle bu kanlı sektör her daim meşru mücadele yöntemlerimizle protesto ediliyor, edilecektir… Kürk çiftliklerindeki milyonlarca hayvan artığının, fabrikalarda ise kürk/derinin endüstriyel işlemlere tabi tutulması sırasında yeraltı sularına, nehirlere sızması ve tonlarca amonyağın atmosfere karışmasından dolayı canlılara ve doğaya verilen zarardan sorumludur.
Doğayı da hayvanı da ve işçi olarak insanı da aynı kirli tüketim ağında öğüten bu kanlı sektörün bir parçası olmayı doğru bulmuyor olsak da kapitalizmin zorunlu çalışma sistemi içerisinde sıkışmış işçiler de hayvanlar gibi olmasa da üç kuruş kazanabilmek umudu ile sömürülüyor, kanser ediliyor. Denetimsiz atölyelerde, kimyasal maddelerin olumsuz ve son derece kanserojen etkilerine maruz kalıp birçok meslek hastalığı ve kanser riskiyle karşı karşıya kalan işçiler, haklarını aramak istediklerinde devlet ve sermayenin şiddetine maruz kalmaları bir yana bu sektör karşısında hayatları, bedenleri hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu sektör, sadece hayvanları ve doğayı değil, sektörde çalışan insanları da kendi devamlılığını sağlayabilmek için hiçe sayıyor, görmezden geliyor ve yok ediyor.
İnsanın bütün canlılardan daha üstün olduğuna inanmamızın yarattığı tahribat her gün katlanarak büyüyor. Zulmü meşrulaştıran ahlâk anlayışı ile her türlü sömürü ve hak gaspı da çok kolay bir şekilde yaşamlarımızın her yerine siniyor, insanın hayvanlarla, doğayla, diğer insanlarla kurduğu ilişkileri de bu kirli ahlâk şekillendiriyor.
Bu kanlı sektör, bugün burada protesto ettiğimiz ve açıkladığımız nedenlerden dolayı tarihe karışmak zorundadır. Bu sektöre dahil olanlar ve ne kadar gelişmiş olduğunu sağladığı istihdam, ekonomik istatistikler üzerinden tanımlayan, bu sektörün başını çekenler bilmelidirler ki ne bu zulümle kaplanmış fuar salonlarında ne evlerinde ne de her gün tonlarca kimyasalı üzerimize boca eden fabrikalarında onlara rahat vermeyeceğiz.
Tüm kafesler boşalana dek, bu kanlı sektör kirli üretimhanelerine, birer ölüm ticarethanesi olan kürk çiftlikleri kapısına kilit vurana dek mücadelemiz sürecektir!
YAŞASIN HAYVAN ÖZGÜRLÜĞÜ! 

         İstanbul Kürk ve Deri Fuarı hayvan özgürlüğü savunucuları tarafından 3 yıldır protesto ediliyor.
         Tawşi ve Milky der ki; özellkikle bu fuarların bu yıl çok sönük geçtiğinden yakınılmış, gerçekten çok üzüldüm, şu an üzüntüden kına yakabiliriz.. :D
Kaynak: http://www.sendika.org/2013/11/hayvan-ozgurlugu-savunucularindan-ceset-fuarina-protesto/

Kürk sanayisinin gerçek yüzü için lütfen bakın tabi cesaretiniz varsa! ;

http://www.occupyforanimals.org/fur--general.html







Hala kürk giymeyi düşünüyor musunuz?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.