"Ağrım olsa bağıramam, aslan görsem kaçamam, kuyruğu ne de tatlı dersiniz ama avcı vurunca afiyetle yersiniz, çok da üşüdüm, kürkümü geri verseniz.. Tavşanım ben, keşke dostum olsan sen.." (Tawşi)

27 Şubat 2014 Perşembe

TERKEDİLEN GRİ EV KEDİSİ BULDUM!




      Bugün bahçemize terkedilmiş olarak buldum, camıma gelip bas bas bağıran acı bir ses geliyordu, dışarı çıktığımda tertemiz, açık gri, açık yeşil gözlü, bu genç, erkek Burmilla-Tekir cinsi gümüş grisi renkli kedi ile karşılaştım, inanılmaz evcildi, resmen kucağına al beni diyordu, alıp içeri getirdim, kızımız Tekir kendisini kıskançlıktan paralıyordu zor ayırdım, çok tatlı bir sesi var, üstlelik çok uslu, hiç tırmalamıyor ve yabancılık çekmiyor, evden yeni atılmış olduğu belli, hemen eve kuruldu, karnını doyurdum, şimdi uykuya daldı ama Tekir yine her an bu güzel oğlana dalabilir. 8 aylık kadar. İsmini şimdilik Pars koydum çünkü bir Pars'a benziyor, yüzü ve gözleri dağlarda gezen vahşi bir Pars gibi..

İletişim: Özgül Hanım 0555 574 75 25





http://www.petarkadas.com/petbul/ilan-terkedilen-gri-ev-kedisi-istanbul


30 MART'TA OY VERİN!



         Yaşanan hayvan zulümleri ortada, eylemler ortada, hükümetin hayvanlar için olan duyarsızlığı ortada.. Elinizi vicdanınıza koyun ve 30 Mart'ta oy vermeye gidin, hayvanlar için Kabahatler Kanunu yerine TCK'ya sokulan gerçek hayvanlarla ilgili kuralları uygulayan birini getirin, ben açıkça söylüyorum; oyum Mustafa Sarıgül'ün.. Yüksek Lisans yaptığım sürece hergün üniversiteye gidip gelirken Nişantaşı'ndaki hayvanları gözlemledim. Ağaçlarda ahşap kedi evleri, kedilern karınlarını doyurabilmesi için tel bölmeler ardında yemek kapları, su kapları ve gıdaları, köpekler için klübeler.. Sayın Sarıgül gerçekten çevreye duyarlı biridir. Bunu ayrıca lisans eğitimim boyunca Ağazağa'daki üniversite çevremde de gördüm, kedi ve köpekler huzur içindeydi, zehirlenen yoktu, öldürülen yoktu. Kadir Topbaş'ı neden istemiyorum; 

1) Sarıyer Kısırkaya'ya şu an Türkiye'nin en büyük köpek barınağı insa ediliyor, bir dağın başı, yeni bir ölüm yeri, yeni bir F tipi hapishane.. CHP'li Sarıyer Belediyesi bunu durduramıyor çünkü İstanbul Belediye Başkanı Topbaş'ın talimatı var. Yani İstanbul'un tüm sokak köpekleri ve kedileri buraya toplanacak, ölüme terkedilecek! Acaba topbaş bu yaptırdığı hapishanede 1 gün bile kalabilir mi merak ediyorum.

2) Topbaş'ın arkasında başbakan var ve o 5199 Ölüm Yasası'nı çıkarmak istemişti ama biz yurdun dört bir yanında eylemlerimizle buna engel olduk, birgün elbet buna kalkışacaklar.

3) İki haftadır hergün bir kedi vahşice öldürülüyor, işkence görüyor, aylar önce de vahşi hayvanlar avcılarca öldürülmüştü ama hükümetten ses çıkmıyor, Kabahatler Kanunu denen saçma şey hala duruyor, TCK'ya şu hayvanların hakkını sokmuyorlar, çünkü hayvanlar umurlarında değil! Başbakan sadece oğlunu arayıp başka şeyler kaçırmasını istiyor!

4) Benim oyum doğadan yana, öbür dünyada soracaklar; ayakkabı kutularını dolduurdum, çuvalla para kaçırdım, başçalan oldum demeyeceğim, ben inşallah bir blog yazarı olarak sahipsiz hayvanlara yuva buldum, sokaktakilere yuva ve yemek yardımı yaptım, geçici ve kalıcı yuva oldum, ağaçları korudum, gelecek nesilelre güzel bir dünya bırakmak istedim diyeceğim. Düşünce sizin, oy sizin..

http://www.hurriyettv.com/yasam/insan/unlu-isimler-oy-kullanmanizi-istiyor_38771

26 Şubat 2014 Çarşamba

GS'Lİ TAVŞAN KAPI SÜSÜ




Günün anlam ve önemine uygun  :)

CHANGE İMZA KAMPANYASI


Lütfeeeen!



             Lütfen son zamanlarda öldüürlen, işkence gören hayvanlar için bir imza da siz atın, sesimiz Abdullah Gül'e gitsin;

http://www.change.org/tr/kampanyalar/abdullah-gül-hayvanlara-eziyet-edenlerle-ilgili-ceza-düzenlemesini-lütfen-kabahatler-kanunu-dışında-türk-ceza-kanunu-tck-na-göre-cezalandırılmasını-sağlayın-aksi-takdirde-feci-olaylar-hep-tekrarlanacaktır#share

GÜNÜN TAVŞANI



25 Şubat 2014 Salı

İKİ FOTOĞRAF ARASINDAKİ 7 FARK!

İKİ FOTOĞRAF ARASINDAKİ 7 FARKI BULALIM!




1) Oyuncu Sinem Kobal birçok canlının öldürülmesiyle yapılan kürkü aldığı için masum değil,  en az o hayvanı öldüren ve satan kadar suçludur, masum olan canlı canlı derisi yüzülerek öldürülen aşağıdaki tilkidir!

2) Bir tilki, bir tavşan, bir fok, bir kuzu insanın derisini yüzmez, ama cani insanlar bir tilkinin kürkü için onu öldürebilir.

3) Doğada yaşayan etçil hayvanlar, karınlarını doyurmak ve içgüdüsel olarak otçul veya daha küçük türleri avlayıp yerler, bu doğaldır, ekolojik dengedir ama insanlar hava atmaya çalışma rüküşlüğü için kürk alıp giyerler (bknz. Bülent Ersoy ve Çinçilla katliamı).

4) Bir hayvan için para önemli değildir, önemli olan; karnının doyabilmesi, barınabilmesi, kendi ve ailesinin hayatı, yuvasının olduğu ormanlık bölgeye rezidans yapılmaması, su içtiği nehire fabrikalardan kimyasal karışmamasıdır, insanlar ise sırf para için hayvanların canına gözyaşlarına bakmadan kıyabilirler.

5) Allah kürk giymemizi isteseydi merak etmeyin bizi kürklü yaratmasını bilirdi! Hayvanlar insanların derisini çalmaz ama insanlar onların kürkünü çalar!

6) Bu dünyada hayvanlara zulmedenler öbür dünyada inşallah cehenneme gideceklerdir, bu dünyada zulme uğrayan masum hayvanlar da öbür dünyada dile gelip yaşadıklarını anlatacaklardır ve onlar cennete gideceklerdir.

7) Bir hayvan doğar, onuruyla ölür veya zalimlerce katledilir, bir insan doğar, yeryüzündeki canlılara öyle zulmeder ki sadece adı insandır..

       Sinem Kobal'a şu linke gidip bakmasını, ya da en azından bu blogtaki menüden "+18" bölümüne bir girip kürkün nasıl elde edildiğini görmesini istiyorum;

http://www.yasamdanizler.com/2013/11/kurk-moda-degil-cinayet.html
http://tawsim.blogspot.com.tr/p/18.html



Sinem Kobal fotoğrafının altındaki orijinal yazı;

Şıklıktan ödün vermemek için kış günü çorapsız çıkmaya razı geliyorsanız...

“Üşüyorum da kürk giyiyorum” argümanına sığınmayacaksınız.
Sorsak belki “Yoo” diyecek, “Hoşuma gittiği için giyiyorum.”
İyi niyetli davranıp böyle demeyeceğini umuyorum.
Bakınız, yazık günah...
Bu kürkler için hayvanların nasıl telef edildiğini bilmiyorsanız da öğrenin.
Girin Youtube’ye, iki video izleyin.
http://www.hurriyet.com.tr/magazin/haber/25874934.asp


UYUMA TÜRKİYE!

Senin hakkını arayacağız masum pisicik, üzülme!!!


     Hergün başka bir evcil ya da vahşi hayvana işkence edilmesi ve öldürülmesi haberleriyle güne başlamak içini acıtmıyor mu?
    Hukukun hapis yerine çok düşüş para cezalarıyla bu işkebceci ve katilleri salmasına sinir olmuyor musun? 
    Devletin hala Kabahatler Kanunu dediği yüz kızartıcı hayvan suçlarının bulunduğu yasanın Türk Ceza Kanunu'na (TCK) taşınmasını istemez misin?
    Birgün senin de beslediğin bir hayvana aynısı yapılabilir unutma!
    Ayrıca bugün kedi öldüren yarın senin çocuğunu öldürür, bugün kedinin kollarını kesen yarın sana tecavüz edip ormana atar!
    Sesimizi duyurmalıyız artık, hayvanları düşünmeyen siyasi partilere lütfen oy vermeyin, hayvanlar da canlıdır, onlar Allah'ın yarattığı yeryüzünün süsleridir, biz de belki bir kedi olarak dünyaya gelebilirdik!
    Buradan Adalat Bakanı'na sesleniyorum; Kabahatler Kanunu dediği yüz kızartıcı hayvan suçlarının bulunduğu yasanın Türk Ceza Kanunu'na taşınsın! Daha fazla ölüm ve işkence istemiyoruz, suçluların suçlarını çekmesini istiyoruz!
    Sen de hemen şu linke bir yorum yap, zavallı hayvanlar için bir sevap işle lütfen;

http://mesajgruplari.hurriyet.com.tr/Messages/529/1/her-gün-bir-başka-vahşete-tanık-olduğumuz-hayvanlara-yönelik-şiddetle-ilgili-ne-düşünüyorsunuz---.aspx


Ayrıca imza kampanyasına katılın, Abdullah Gül sesimizi duysun, hayvana şiddet son bulsun;

http://www.change.org/tr/kampanyalar/abdullah-gül-hayvanlara-eziyet-edenlerle-ilgili-ceza-düzenlemesini-lütfen-kabahatler-kanunu-dışında-türk-ceza-kanunu-tck-na-göre-cezalandırılmasını-sağlayın-aksi-takdirde-feci-olaylar-hep-tekrarlanacaktır#share
      

24 Şubat 2014 Pazartesi

ESKİŞEHİR'DEN SONRA ADANA!!




ESKİŞEHİR’de, öldürdüğü kedinin fotoğraflarını sosyal paylaşım sitesinden de paylaşan üniversite öğrencisi C.A.’nın ardından Adana’da da iç organları dışarı çıkmış, sol arka ayağı kopmuş kedi leşi bulundu. Hayvanı bulan Oya Sarıoğlu ve arkadaşları, kedinin işkence edilerek öldürülmüş olabileceğini iddia etti.

Merkez Park’ta köpeğini sabah yürüyüşüne çıkaran ev hanımı Oya Sarıoğlu, çimenlerin üzerinde yatan kediyi inceleyince iç organlarının dışarıda ve sol arka ayağının kopmuş olduğunu görünce hemen hayvanseverlere haber verdi. Parka gelen hayvanseverlerle birlikte açıklama yapan Sarıoğlu, kedinin işkence yapılarak öldürülmüş olabileceğini iddia etti. Sarıoğlu şunları söyledi:
"Bu, Eskişehir’deki kedinin katledilme şekline benziyor. Burada içimizde doktor arkadaşlarım var. Onlar da kedinin karnındaki kesiğin başka bir hayvan saldırısı veya trafik kazası sonucu olmasının mümkün görünmediğini söylüyor. Bu hayvan düşmanlarının devlete karşı meydan okumasıdır. Hayvan katledenlere verilen cezaların arttırılmasını istiyoruz."
Adana Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı Veterineri Ali Çullu ise kedinin ölüm nedeninin yapılacak incelemenin ardından belli olacağını belirtti. Çullu, kedinin leşini incelemek üzere götürürken, hayvanseverler dağıldı.
 http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25785776.asp

YAPANIN DA KOLLARINI KESECEKSİN!!




          Son zamanlarda hayvanlara karşı uygulanan şiddet haberlerine; insanlık nerede, insanlık dışı gibi başlıklar kullanılmıştı. Ancak bugün Osmaniye’den gelen habere başlık bulmakta zorlandık. 7 aylık yavru kediyi ön bacaklarını kökünden kesip, sonra yol kenarına bıraktılar.

         Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Osmaniye Temsilcisi Nevin Tülücü, Yunus Emre Mahallesi’nde yol kenarında yaralı bir kedi olduğu bilgisi üzerine bölgeye gitti. Yavru kedinin ön ayaklarının kesilmiş olduğunu gören Tülücü, kediyi hemen özel bir veteriner kliniğine götürdü. Burada yapılan cerrahi müdahalenin ardından kedinin kesilen ön ayakları sarıldıktan sonra kedi, Osmaniye Belediyesi Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne götürüldü.

Burada Veteriner Hekim Ali Laçinbala tarafından kediye yaşamını sürdürebilmesi kediye oyuncak bir araba bağlandı. Kedinin sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Laçinbala, "Kedi bulunduğunda yaralarının yaklaşık üç günlük olduğunu tahmin ediyoruz. Çünkü bacaklarda çürümeler başlamıştı. Kedimiz ameliyatından sonra başını yerden kaldıramıyordu. Biz geçici olarak dört tekerlekli bir sistem yaparak başını yerden uzaklaştırdık. Yoksa bir sürüngen gibi yerde sürünüyordu. Bu şekilde de yaşaması zor olduğu için böyle bir sistem uyguladık. Kedimiz şuanda çok rahat" dedi.
KEDİYE ORTEZ TAKILACAK
Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara ise, ayak vazifesi gören oyuncak arabanın geçici olduğunu, kedi için önümüzdeki günlerde ’Ortez’ getirileceğini belirterek, "Önümüzdeki günler içerisinde bu konuda tekerlekli bacak anlamına gelen bir ortez getirttireceğiz. Bu sayede kedimiz yaşamını ortez bacak sayesinde idame ettirecek halde olacak. Bu konuda öncelikle bu müessif hadiseden dolayı üzüntülerimi ifade etmek istiyorum . Yerel yöneticiler olarak bu şehirde nefes alan her canlıdan sorumluyuz. Bu bağlamda da bu kedimizin yaşamını devam ettirebilmesi için elimizden gelen tüm gayreti göstermeye çaba sarf edeceğiz" diye konuştu.
HAYVANLARA İŞKENCE TCK’YA ALINMALI
Nevin Tülücü ise, hayvanlara yapılan işkencenin Kabahatler Kanunu’na göre cezalandırıldığını belirterek şunları söyledi: "Ön kolları, kökünden kesilerek yolun kenarına atılmış kedi yavrusunu bulduk. Hemen acil müdahalesini yaptırdık. Barınağımızda her gün tedavisi bakımı yapılacak ve ilerleyen günlerde protez bacaklar takılacak. Hayvanlara işkence ederek ölümüne sebebiyet verenin veya işkence edenin kabahatler kanununa göre değil de Türk Ceza Kanununa göre cezalandırılmasını istiyoruz. hayvanlara ceza yapanlar şuanda kabahatler kanununa göre iki yılla yargılanmakta ve oda para cezasına çevrilmekte. Biz kanunun TCK’ya alınmasını ve canlılara işkence yapanların üç yıl cezayla yargılanmasını istiyoruz. Bir hayvana eziyet eden evindeki ailesine de ediyordur. Kanun korkusu olmazsa başkalarına da işkence eder."
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25882532.asp

21 Şubat 2014 Cuma

TEYZEMİN SİTEDE YAŞADIĞI ZULÜM


              Teyzemin kedi ve köpekleriyle yazlıktaki sitemizde yaşadığı zulüm;

              04.50. dakikadan itibaren konuşmasını dinleyebilirsiniz, ayrıca lütfen 15.45'te başlayan animasyonu lütfen izleyin!


http://www.youtube.com/watch?v=Cti7CZcSqyk

5199 YASASI VE HÜKÜMETİN KAYTARIŞI!!


5199 Yasasında Hükümet Geri Adım Attı - TBMM Toplantı Tutanağı




Yasanın Maddelerinin Tek Tek Görüşülerek Birlikte Yapılması Karar Altına Alındı.  

Çevre Komisyonunda yapılan KANUN GÖRÜŞMELERİNE ilişkin bilgidir,
Toplantı, yemek molası dışında hiç bir mola verilmeden sabah saat 10.00 dan 18.30 a kadar sürdü. 30 dan fazla gönüllü, bireysel çalışan ve STK temsilcisinden KONUŞMAK isteyen herkese söz verildi ve kesilmeden dikkatle dinlendi. Toplantının öğleden önceki bölümüne Bakan ve Çevre Kom Başkanı Erol Kaya'da katıldı. Bakan yasanın "eksiklerimiz olabilir, bunları birlikte düzelteceğiz" dedi özetle. 

Milletvekilleri söz aldılar. Ben de bu aşamada söz aldım ve Sayın Bakana ve katılımcılara"Doğal yaşam alanı tabir edilen yerlerin kesinlikle çok yanlış olduğunu, kedi ve köpeklerin orman veya uçsuz alanlarda değil, insana en yakın biçimde yaşamak istediğini; Toplanan sokak köpeklerinin sahiplendirilmesi ifadesinin tamamen bir kandırmaca olduğunu, bunlarda sahiplendirilme oranının çok düşük olduğunu, köpeklerin bulundukları yerde yaşatılmaları gerektiğini; 30-40 köpeği dahi aç susuz bırakan, beton hücrelere mahkum eden belediyelere onbinlerce köpeği toplayıp teslim eden maddeyi içeren bu kanunun bakanlık bürokratları tarafından masa başında hazırlandığını; Evinde çok sayıda köpek-kedi besleyenlerin bu hayvanları DEVLETİN ve BELEDİYELERİN elinden kurtardıklarını, kimsenin gidip petshoplardan keyfi köpek toplamadığını, evlerde ki bu hayvanlara müdahale edilmesinin külliyen yanlış olduğunu; Pitbull cinsi köpeklerin ise belediye bakımevlerindea hücrelere mahkum edildiğini, TEHLİKELİ köpek kavramının değişmesi gerektiğini, bu hayvanların en mağdur hayvan türü olduğunu, pitbullara el koyup barınaklara götürme söylemini içeren maddenin de havada kaldığını çünkü Anadolu daki binlerce şehirde barınak bile olmadığını" ve şu anda burada hatırlayamayacağım diğer bütün KONULARI SESİMİ DE ZAMAN ZAMAN yükselterek anlattım. Bu arada "Biz yurdun dört bir yanında ki binlerce hayvan sever gerekirse canımız pahasına da olsa sonunda ölüm de olsa bu hayvanlar aleyhine olan her şeye karşı çıkacağımızı, asla kabul etmeyeceğimizi" net bir şekilde söyledim. 
Konuşan bütün STK temsilcileri ve gönüllüler de tamamen aynı konuları vurguladılar. Baro komisyon temsilcileri hukukçular, veteriner oda temsilcileri ve Prof Tamer Dodurka da çok güzel konuşmalar yaptılar. Bu aşamada ALT KOMİSYON kuruldu ve bu komisyonan bütün stk ve gönüllülerin görüşlerini alarak çalışması kabul edildi. Komisyon Başkanı MANİSA milletvekili Selçuk Özdağ oldu. 
Yemek molasından sonra saat 14.00 te komisyon ve tüm gönüllü ve STK lar tekrar toplandı. Uzun görüşmeler yapıldı, herkes dinlendi. Komisyon Başkanı Selçuk Özdağ "Buraya gelmeyen diğer STK ve gönüllü arkadaşlara siz duyurun, 6 Mart'a kadar kanuna ilişkin görüşlerini ve taleplerini bize yazılı olarak veya elden getirsinler" dedi. Bazı arkadaşlarımız yasa çok gecikmesin diyince komisyon başkanı "Aceleye getirmeyelim, bizler barınakları, kurumları, ilgili her yeri ziyaret edip ilgili herkesle görüşeceğiz. Kesinlikle siz gönüllüleri de mutlu edecek hayvanların yaşamlarını da koruyacak bir yasa yapacağız" dedi.

Yine görüşmelerden sonra 6 mart sonrasında "Baro Komisyon üyeleri, Veteriner Hekim Odaları temsilcileri, Akademisyenler ve STK lardan oluşan bir çalışma grubu oluşturup, YASANIN BÜTÜN MADDELERİNİN TEK TEK GÖRÜŞÜLEREK birlikte yapılması" karar altına alındı. Bu en önemli husus. 

Bunlar yapıldıktan sonra hazırlanan yeni tasarı tekrar üst kurula gidecek oradan da meclise gidecek. Yasanın temelini ALT KOMSİYON stk larla birlikte hazırlayacak. 

Bu arada, bazılarının söylediği gibi ölüm yasasının çıkması gibi konuşmalar kesinlikle olmadı. Asıl KARARLARIN ALINDIĞI bu görüşmelerde bizler yer aldık. Bu tür yanlış bilgiler GÜVENİLİRLİĞİ sarsıyor. Bu günkü toplantının özeti budur. Ayrılan herkes KOMİSYONA teşekkür etti. Herkes umutlu gitti. Tabii ki peşini bırakmayacağız. Takip edeceğiz ama bu günkü toplantı umut verici. Komisyon üyeleri "Bu görüşme çok iyi oldu, biz bu konuya daha farklı bakıyoruz artık, bu gece yatağa girinci hayvanların bu durumunu tekrar düşüneceğiz" dediler. 

Nesrin Çıtırık
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu
Yönetim Kurulu Başkanı

TBMM Çevre Komisyonu Tutanağı 

"Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık, sahipsiz sokak hayvanlarının sahiplenilmesinin "kandırmaca" olduğunu, sokak hayvanlarının değil, evinde atılan cins hayvanların sahiplenildiğini belirterek, "Kedi ve köpekler orman hayvanı değil, bunları doğal hayat parklarına koyamazsınız. Bu hayvanların bulundurulacağı yer en fazla 300-500 metre olmalı ki bir kavgada ölm...esin. Sahipsiz hayvanların ormanlık alana konulması asla kabul edilemez. Meskenlerdeki hayvanların sorumluluğu sahibine aittir. Niye evde 30-40 kedi ve köpek besliyor çünkü belediyeler bu hayvanları doğru koşullarda tutmuyor. Kimse aklını kaçırmış değil, bu hayvanları petsohplardan almadı, belediyelerin elinden kurtardı. Çünkü belediyeler bu hayvanları pisliğiyle, açlığıyla yaşamaya mahkum ediyor" dedi.
Bazı belediyelere ait hayvan bakımevlerinin durumuna ilişkin fotoğraflar gösteren Çıtırık, "Sokaklarda sahipsiz hayvan bulundurulmamasına ölümüne karşıyız. Bunların toplanmasına ve doğal yaşam parklarına götürülmesine de ölümüne karşıyız. Anadolu'da 50 binden fazla pitbull var. Devletin gözü önünde üretildi, insanlar bunlardan para kazandı ama şimdi yaşamına izin vermiyor. 50 hayvana bakamayan belediye, bunlara nasıl bakacak? Tasarıdaki tehlikeli hayvan kavramı değiştirilmeli. Ayrıca, hayvanlara işkence yapmak serbest ama işkenceyle ölürse ceza veriliyor. Sokaktaki gariban hayvan, milyonda bir insana saldırır" görüşünü savundu."

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Taner Dodurka, Türkiye'de geniş ve insanının gidemeyeceği yerlerde rehabilitasyon olamayacağını savunarak, hayvanlara işkence edilmesine mutlaka hapis cezası getirilmesi gerektiğini söyledi.

Sanatçı Yonca Evcimik, hayvanlar konusunda belediyelerin çalışmadığını ifade ederek, "Tehlikeli ırk değil, tehlikeli sahip var. Hayvan dövüşleri yapılıyor. Bir süre önce bunu haber aldık. Ekip olarak gece oraya gittik, onları takip ettik. 155 hattına ihbarda bulundum. Bir polis arabası önlerini kesmedi. 30 kişilik basın ordusu gelince polisler geldi. Ama onlara baskını gerçekleştiremedik. 150 bin avro gibi paralar döndüğünü öğrendik" dedi.

Bakan Eroğlu, eleştirileri yanıtlarken, tasarının yasalaşma sürecinde tavsiyelerin dikkate alınacağını belirterek, hayvanları korumak için yeteri kadar bütçe ayırdıklarını söyledi. Hayvanları korumada eğitimin önemli olduğunu vurgulayan Eroğlu, Türkiye'de bu alanda eksiklik olduğunu, konunun okullarda ders olarak okutulması gereğine işaret etti.

Kandıra'da yapılacak rehabilitasyon merkezinin toplama yeri olmayacağının altını çizen Eroğlu, petshoplarla ilgili eleştirilerin doğru olduğunu söyledi. Eroğlu, kendisinin de bundan çok rahatsız olduğunu kaydederek, yapılacak düzenlemede bununla ilgili gerekenin yapılacağını ifade etti.

Kedisinin olduğunu ifade eden Eroğlu, "Çocukken köpeklerin saldırısına uğradım. Ama büyüklerimiz bizi eğitmişti. Bayırdan bisikletle inerken büyük 3 kopek üzerime saldırdı, ben de hemen zınk diye durdum. Çoban ıslık çalınca köpekler gitti" dedi.

Eroğlu, bir gencin kedisine işkenceyle ölümüne neden olmasıyla ilgili olarak, "Kedi parçalanmasına ben de çok üzüldüm. Bu kanun çıksaydı 2 yıla kadar hapisle cezalandırılacaktı. Bizim de niyetimiz bu konuda en iyi kanunu çıkartmaktır. Ben de en az sizler kadar
hayvanları seviyorum. Hayvanı sahiplenen, 'artık çocuğum istemiyor' diye sokağa atamayacak" diye konuştu.
Konuşmaların ardından tasarı, alt komisyona gönderildi.
 http://www.haytap.org/index.php/201402204969/parlementodan/5199-yasasinda-hukumet-geri-adim-atti-tbbm-toplanti-tutanagi

19 Şubat 2014 Çarşamba

SİVAS'TA KÖPRÜYE ASILARAK ÖLDÜRÜLEN KÖPEK!!


VİCDANSIZLIĞIN BU KADARI !


















   "Eskişehir’de bir kediye uygulanan vahşetin hayvanseverleri ayağa kaldırmasından sonra, Sivas’ta bir köpeğin köprünün demirlerine asılarak ölüme terk edildiği ortaya çıktı. Eskişehir'de bir kediye uygulanan vahşetin hayvanseverleri ayağa kaldırmasından sonra, Sivas'ta bir köpeğin köprünün demirlerine asılarak ölüme terk edildiği ortaya çıktı.

   Sivas'a bağlı Gemerek ilçesinde bir köprünün demirlerinde boğazına bağlanan iple asılmış bir köpek fark edildi. İpi keserek köpeği indiren vatandaşlar, hayvanın öldüğünü belirledi. Olayı gören vatandaşlar, cep telefonu ile vahşeti görüntüledi. (İHA)"

http://www.showhaber.com/vicdansizligin-bu-kadari-haberi-714832h.htm


   Allah'ın gücüne gitmesin ama ben artık insan kılığındaki yaratıklarla aynı dünyada yaşamaktan çok sıkıldım! Bu nasıl bir sınavdır ki dayanması çok güç ve hayvanları kaale almayan hükümetler, yasalar oldukça da savaşması çok güç..

GÜNÜN TAVŞANI


18 Şubat 2014 Salı

HUSKY BULDUM, YUVA ARIYOR!




               Ice ile 1 hafta önce İstinye Devlet Hastanesi önündeki otobüs durağında tanıştım, sevmek için eğildiğimde bana patisini verip tokalaştı, sahipsiz, evsiz, yeni terkedilmiş, tüyleri pırıl pırıl, uzun tüylü, inanılmaz gösterişli bir köpek, safkan ve çok asil. Hep tek dolaşıyor, arada çok yaşlı bir köpekle beraber uyuyor. Genç ve itaat eğitimi var, söylediğim şeyleri tek tek yaptı, ayrıca inanılmaz zeki. Çağırınca hemen geliyor, çok insancıl, yol boyu geçenlere durup patisini verip tokalaşmak istiyor, yemek istiyor, onun için çok üzülüyorum. Bir haftadır takip ediyorum, sabahları bahçemize uğruyor, karnını doyurup gidiyor ama yakında telef olabilir, satıcıların eline düşebilir, araba çarpabilir, gözleri inanılmaz bir buz mavisi olduğu için şimdilik Ice adını verdim. Çok hareketli, açıkçası ben evimde bakmayı düşündüm ama evin içinde kediler ve tavşanlar var, yani Ice daha uygun bir evde daha mutlu olacaktır, ayrıca çok hareketli, çok oyuncu, onu hergün dolaştıracak, enerjisini boşaltacak, ilgilenecek biri olmalıdır. Şu an aşırı bir yağmur var ve o ıslak bir halde sokaklarda dolaşıyor. Ona yuvasını açacak duyarlı bir insan yok mu?  Bu asil güzellik yeter ki bir yuva bulsun.. (Lütfen şehir dışından arayıp köpeği gönderir misiniz demeyin, bu bir canlı, mektup değil! İstanbul içine sahiplendirilmesini istiyoruz, görmek isteyen hastanenin karşısındaki otobüs durağında ve yat limanı çevresinde kendisini görebilir veya önceden ararsanız köpeği size gösterebiliriz.)
İletişim: Özgül Hanım 0555 574 75 25


       İlginiz için çok teşekkür ederiz, Ice hala yuva bulamadı çünkü günde 30'a yakın telefon almaktayız ama en doğru şekilde bakabilecek, birdaha terketmeyecek, tatile çıkarken onu da beraberinde götürecek, evde fazla yalnız bırakmayacak, bırakırsa da evdeki bazı eşyaların, kapıların sıkıntıdan kemirilmesine razı olacak (Hiç yapmıyor ama belli olmaz), evin gerçek bir bireyi gibi davranacak, günlük enerjisini alabilecek, en az 2 kere tuvalete çıkarabilecek (Bahçeli ya da müstakil bir evde daha mutlu olabilir) devamlı egzesiz yaptırabilecek (Bu Husky bir Pointer'den daha hareketli), başına buyruk hareketlerine bazen göz yumacak ama kaçıp kaybolmasına da izin vermeyecek (Husky'ler biraz kedi gibidirler), aşırı sıcaklara karşı koruyacak (yoksa kurdeşen döker), eğer bir gün kurt gibi ulursa (ki sesi bile çıkmıyor, çok uslu) komşular rahatsız olduğunda ev için ondan vazgeçmeyecek, yemek ve veteriner masraflarını karşılayabilecek doğru kişiyi seçmek istiyoruz. Çok uzak yerlerden arayıp köpeği metrobüsle götürmek istediğini söyleyen kişiler oluyor, bu bir kedi ya da süs köpeği değil, büyük boy bir köpek ve maalesef büyük boy köpek besleyenler için araba veya taksi bazen şart oluyor ki taksiler bile köpekleri kabul etmiyor (döşemeleri daha önemli) yani birgün acil bir durum olduğunda ya da bir veterinere filan giderken bu köpeği otobüse, metroya bindiremezsiniz, ülkemiz o kadar modern hale maalesef gelememiştir, hayvan hakları ortadadır. Şu an ciddi olarak isteyen 2 kişi hakkında olumlu düşünüyoruz, yarın kesin kararı verip açıklamayı ve o kişiyi aramayı düşünüyoruz. İstanbul dışına asla verilmeyecektir, bu bir canlıdır, onu bir koli gibi paketleyip yollamamızı isteyenleri de anlamış değilim. Damızlık arayan hayvan tacirleri zaten uzak dursun, hiç üşenmeyip mahkemelerde yorarım. Tek istediğimiz bir daha terkedilip aynı acıyı yaşamaması, güzel bir yuva ve aile bulmasıdır. Teşekkürler.

ESKİŞEHİR KEDİ KATİLİ İÇİN SAVCILIĞA BAŞVURULDU


Adana Barosu Hayvan Hakları Komisyonu KEDİYİ ÖLDÜREN Cani İçin Savcılığa Baş Vurdu

















Sevgili Arkadaşlar,
Adana Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Eskişehir'de kediyi kesen cani için, tüm hukuksal yolları araştırıp, Türk Medeni Kanunun 405/1 maddesi gereğince dosyanın Vesayet Mahkemesine sevki için savcılığa baş vurdu. Bu yasaya göre "Kanun koyucu, burada açıkça akıl hastalığı sebebiyle  ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan kişinin kısıtlanacağını emredici bir hüküm olarak" düzenlemiştir. Komisyo
n bu madde gereğince şahsın sadece "kabahat" kapsamında kalmaması için Cumhuriyet Savcılığına baş vurdu. Şahsa kısıtlama getirilmesini talep etti. Lütfen savcılık müracaatını inceleyin. Hayvanları vuran insanları bu maddeye göre savcılığa verebiliriz.
Selam ve sevgilerimle..

Nesrin Çıtırık
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu
Yönetim Kurulu Başkanı


Barosu Hayvan Hakları Komisyonu üyesi Selahattin Yakın iletisidir:

ESKİŞEHİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
GÖNDERİLMEK ÜZERE
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ADANA
SORUŞTURMA NO : 2014/
T. BULUNAN Adana Barosu Başkanlığı Hayvan Hakları Komisyonu
D. KONUSU : Dosyanın Vesayet Mahkemesi’ne gönderilmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR         :
Yukarıda soruşturma numarası verilen dosyada, şüpheli Mustafa Can Aksoy tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı, caniliğe varan ve akıl sınırlarını zorlayan vahşetin burada yeniden dile getirilmesine lüzum bulunmamaktadır.
Şüphelinin akıl sağlığının yerinde olmadığı tartışma konusu dışında olup bu husus zaten yapılacak incelemeler neticesinde açığa çıkacaktır. Başsavcılığınızın bu konuda gerekli adımları atacağına dair bir şüphemiz bulunmamaktadır.
Bununla beraber dikkatle üzerinde durulması gereken bir husus vardır: şüpheli vesayet altına alınmalıdır.
Gerçekten de Türk Medeni Kanunu m 405/I bu konuda açıktır: “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisini sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.”
Kanun koyucu, burada açıkça akıl hastalığı sebebiyle ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan kişinin kısıtlanacağını emredici bir hüküm olarak düzenlemiştir.
Somut olayda, savunmasız masum bir canlıya işkence yaparak öldüren ve bunu soğukkanlılıkla internet ortamında paylaşıp üzerinde de yorum yapabilen bir kişinin aynı eylemi bir başka canlıda örneğin bir insan üzerinde gerçekleştirmeyeceğinin garantisini kim verecektir? Dolayısıyla bu durumun kanunda aranan “başkalarının güvenliğini tehlikeye sokmak” halini oluşturduğu açıktır, zira konu güvenlik olunca bu kavramın geniş yorumlanması gerektiği de bir zorunluluktur.
Anılan kanun maddesinin ikinci fıkrası ise şu şekildedir: “Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlarnoterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.”
Görüleceği üzere Savcılık makamınız bu elim olaydan görevini yaptığı sırada haberdar olmuştur. Artık kanunun emredici açık hükmü gereği bu durumu vesayet makamına bildirmesi bir zorunluluktur.
Durum böyleyken soruşturma dosyasının kısıtlama talebiyle vesayet mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
Gereğinin yapılmasını arz ve talep ederiz. Saygılarımızla.11.02.2014.
Adana Barosu Başkanlığı
Hayvan Hakları Komisyonu
Av. Selahattin YAKIN
A&B Hukuk Bürosu
Tel: +90  322 459 49 00(pbx)
Fax: +90  322 459 49 90
Gizerler iş merkezi  Kat :6/16 Seyhan 1120 Adana / Türkiye




BASIN AÇIKLAMASI

Tüm ulusal gündemi meşgul eden insanlık dışı, caniliğe varan ve akıl sınırlarını zorlayan vahşetin, bu menfur olayın burada yeniden dile getirilmesine lüzum

bulunmamaktadır. Bu sebeple bu açıklamayı dahi derin bir üzüntü sebebidir.Olay failinin akıl sağlığının yerinde olmadığı tartışma konusu dışında olup bu husus  zaten yapılacak incelemeler neticesinde açığa çıkacaktır. Başsavcılığın bu konuda gerekli  adımları atacağına dair bir şüphemiz bulunmamaktadır.

Bununla beraber dikkatle üzerinde durulması gereken bir husus vardır: şüpheli vesayet altına alınmalıdır.

Gerçekten de Türk Medeni Kanunu m 405/I bu konuda açıktır: “Akıl hastalığı veya akıl  zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisini sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.”

Kanun koyucu, burada açıkça akıl hastalığı sebebiyle ... ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan kişinin kısıtlanacağını emredici bir hüküm olarak düzenlemiştir.

Somut olayda, savunmasız masum bir canlıya işkence yaparak öldüren ve bunu soğukkanlılıkla internet ortamında paylaşıp üzerinde de yorum yapabilen bir kişinin aynı eylemi bir başka canlıda örneğin bir insan üzerinde gerçekleştirmeyeceğinin garantisini kim verecektir? Kız arkadaşına, komşusunun çocuğuna, kendi kardeşine ya da bir başka hayvana benzer bir eylemi yapmayacağını kim iddia edebilir? Dolayısıyla bu durumun kanunda aranan “başkalarının güvenliğini tehlikeye sokmak” halini oluşturduğu açıktır, zira konu güvenlik olunca bu kavramın geniş yorumlanması gerektiği de bir zorunluluktur. Anılan şahsın toplum nezdinde yaratmış olduğu infial söz konusu tehlikenin varlığı yeterli bir argümandır.

Anılan kanun maddesinin ikinci fıkrası ise şu şekildedir: “Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.”

Görüleceği üzere Savcılık makamının ve Üniversite’nin bu elim olaydan görevini yaptığı sırada haberdar olduğu açıktır. Artık kanunun emredici açık hükmü gereği bu durumun anılan makamlar tarafından vesayet makamına bildirmesi bir zorunluluktur.

Durum böyleyken soruşturma dosyasının kısıtlama talebiyle vesayet mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.

Gereğinin yapılmasını gerekli girişimler yapılmıştır.

Adana Barosu Başkanlığı

Hayvan Hakları Komisyonu



          Allah razı olsun diyorum çünkü böyle birşey yapılmasaydı bugün Haytap'ı arayıp birşey yapılmadıysa bizzat Çağlayan'daki adliye sarayına gidip kendim başvuracaktım. Teşekkürler Adana Barosu Başkanlığı..
             Ve bu kedi katilinin ceza alması, Kabahatler Kanunu yerine TCK'ya alınması için lütfen şuraya imza atın;

http://www.change.org/tr/kampanyalar/abdullah-gül-hayvanlara-eziyet-edenlerle-ilgili-ceza-düzenlemesini-lütfen-kabahatler-kanunu-dışında-türk-ceza-kanunu-tck-na-göre-cezalandırılmasını-sağlayın-aksi-takdirde-feci-olaylar-hep-tekrarlanacaktır#share

GÜNÜN TAVŞANI



HAYVAN ÖLDÜRMEYE 2 YIL HAPİS VE TCK






           Eskişehir’de bir öğrencinin kedisini işkenceyle öldürme videosu, hayvanseverlerin yanı sıra TBMM’yi de harekete geçirdi.

          TBMM Çevre Komisyonu 1.5 yıl önce Meclis’e gelen Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik tasarısını yarın gündemine alıyor. Mevcut yasada hâlâ parayla cezalandırılan hayvanlara işkence yaparak ölümüne sebebiyet verme suçu için, 2 yıla kadar hapis öngörülüyor. Komisyonda görüşülecek tasarıda sivil toplum örgütleri ve baroların talepleri doğrultusunda revize bekleniyor. Hayvanla cinsel ilişkiye girme, hayvan dövüştürme ve hayvana işkence yaparak ölüme sebebiyet vermeye 2 yıla kadar, sahipsiz hayvanları kasten öldürmeye de 3 yıla kadar hapis cezası üzerinde duruluyor. Belediyelerin kısırlaştırma hizmetinin bakanlıkça denetlenmesi, deney hayvanlarının ithalat ve ihracatının izne bağlanması, kara ve su sirklerine yasak getirilmesi gibi hükümlerin de tasarıya girebileceği belirtiliyor.
‘İŞKENCE TCK’DA OLMALI’
HAYTAP Başkanı Nesrin Çıtırık, hayvana işkence hükmünün mutlaka TCK’ya girmesi gerektiğini vurgulayarak, “Çünkü hayvana şiddet insana şiddetin bir adım öncesi, bir erken uyarı sistemi. Bizse düğmeyi kapatmışız, kullanmıyoruz” dedi. Seferberlik halinde kısırlaştırma yapılması, hayvan dövüşlerinin, ithalatın ve yasadışı üretimin yasaklanması konularının da hassasiyetle üzerinde durduklarını anlatan Çıtırık, tasarıdaki sahipsiz hayvanların doğal hayat parklarına toplanması hükmüne de karşı olduklarını belirtti.
Çevre Komisyonu: ‘Önerilere sıcağız’
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya, STK ve Veteriner Hekimleri Birliği’nden gelen, doğal hayat parkları, hayvan bakım evlerinin tanımının yapılması, petshoplarda hayvan satışının yasaklanması, sirkler ve köpek dövüşleri ilgili eleştiri ve önerileri olumlu değerlendirdiklerini söyledi.
Kediyi aç bırakmak bile cehennemlik
DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez daha önce, hayvana şiddetin dinde de yeri olmadığını belirterek özetle şöyle demişti: “Biz bütün bir kediyi aç bırakmayı cehennemlik bir davranış olarak tasvir eden bir peygamberin ümmetiyiz.”
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25830901.asp

Çok şükür meclisteki birilerinin aklı başına geldi!!

17 Şubat 2014 Pazartesi

BUGÜN DÜNYA KEDİLER GÜNÜ

Eskişehir'de öldürülen kedi

Kediyi bu hale getiren dangalak Can Aksoy



           Özellikle İslamiyet açısından büyük önemi olan kedilerin günü bugün.. Kucağındaki kedisi Müezza uyanmasın diye peygamberimizin eteğini kestiği kedilerin günü.. Eskişehir'de bir dangalağın kafeden alıp evinde beslerken bıçaklayarak öldürdüğü kedilerin günü! Böyle dangalakların hakimlerce, savcılarca suçsuz bulunup hapse girmeden sadece 500 TL ile salınmasından dolayı tüm Türkiye'de protestoların yaşanmasının günü! Unutmayın, bugün kedisini öldüren yarın bir insanı öldürür! Buradan Başbakan'a seslenmek istiyorum; o kedi yerine oğlu Bilal Erdoğan öldürülüp 500 TL ile serbest bırakılsaydı başbakan ne yapardı?? Dünya Kediler Günü'nüz kutlu olsun..





KATİL ÇOBANLARA SONUNDA HAPİS YOLU :)




            Diyarbakır, Çınar’da geçen yıl kasım ayında bir leoparın öldürülmesiyle ilgili başlatılan soruşturmada hayvanı öldüren çobanlar Mahmut Kaplan ile Kasım Kaplan hakkında, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

             Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada, Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği ve 2 vatandaş, şikâyetçi olarak yeraldı. İddianamede, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na muhalefetten yargılanması istenen iki sanık, avlamak suretiyle bir canlı türünün yok olması tehlikesine ya da ekolojik dengenin bozulması tehlikesine neden olmakla suçlandı. İddianamenin Çınar Asliye Ceza Mahkemesi’nde kabul edilmesiyle birlikte sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25812059.asp

    
                  Darısı Eskişehir'de kedisini öldüren üniversiteli için!! Amiiiin!



"KEDİ KATİLİ NİÇİN SERBEST!" EYLEMLERİ






Kedi vahşetine isyan günü

        Eskişehir’de Can A. isimli kişinin bir kediye işkence yaparak öldürmesi ve görüntüleri sosyal paylaşım sitesinde yayınlaması büyük tepki çekmişti. Hayvanseverler bu olayı ve hayvanlara yapılan kötü muameleyi bugün yurdun dört bir yanında düzenlenen gösterilerle protesto ettiler. Protestocular hayvanlara işkencenin suç kapsamına alınması için yasa değişikliği istediler.  http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/79328/2/1/kedi-vahsetine-isyan-gunu


Tawşi ve Milky der ki; Bu ülkede adalet yok millet! O kedi elbet öbür dünyada dile gelecek!!  Hayvanları düşünmeyen siyasetçiye de bizden oy yok!! O kedi yerine Bilal Erdoğan öldürülseydi ne olurdu acaba, o kedi de canlı değil mi!!

Katil Can Aksoy


Melek olan kedisi..