"Ağrım olsa bağıramam, aslan görsem kaçamam, kuyruğu ne de tatlı dersiniz ama avcı vurunca afiyetle yersiniz, çok da üşüdüm, kürkümü geri verseniz.. Tavşanım ben, keşke dostum olsan sen.." (Tawşi)

3 Kasım 2014 Pazartesi

YOKOLUP GİDEN CANLILAR ve KARİKATÜR


      Karikatürü çok severim, okumayı da çizmeyi de.. Sayfalarca yazıya dökeceğiniz şeyi hem komik hem de iğneleyici bir şekilde düşündürerek çizgiyle anlatabilirsiniz. Latif Demirci de birçok karikatüristin yerine çok önemli bir konuya değinmiş; yokolan hayvanlar.. Lütfen okuyun ve kitabı da alın derim;

National Geoglathif gururla sunar

Latif Demirci, Türk karikatür sanatının en önemli ustalarından biri… Bazen onlarca sözcükle anlatılamayan bir olayı tek bir sözcükle anlatabilen biri o. Yıllardır izlediği, gözlemlediği insan temasını ‘National Geoglathif’ adlı kitabında toplamış; insan teması onun çizgisiyle yeniden anlam kazanmış.

National Geoglathif<br>gururla sunar
Her bir karikatürü ile kıvrak zekâsının inceliklerini de sergileyen Latif Demirci, çizgisinin sınırında insanı düşüncelere sevk ediyor. İletişim Yayınları’ndan çıkan bu kitapta güldüren ve düşündüren insan manzaraları dikkat çekiyor.

CENAZE NAMAZI KILINAN FOKLatif Demirci’nin karikatürlerinde kentleşme sorunlarından tarım alanlarının azalmasına, her şeyin hızla tüketilip talan edilmesinden, hayvan türlerinin yok olmasına kadar her şey var. Modern sonrası dünyanın iç bunalımını, zengin fakir uçurumunun artması bağlamında işleyen karikatürlerinden birinde sokakta nohut pilav satan bir adamın köşede sessizce oturup, küresel bir yiyecek zincirinin ‘hazır yiyeceğini’ tüketmesini anlatır.  Ya da devasa bir karpuz tarlasında çalışan işçilerin karpuzdan başka yiyecek bulamamasını… Dünya nimetleri insanlara eşit bir şekilde dağıtılmamıştır ve kapitalist dünyada ezenler az, ezilenler çoktur. Fakat çok olan ezilenlerin, ezenlere karşı birleşme gücünü kendilerinde neden bulamadıklarını da sorgulatır.

DURUMU FIRSATA ÇEVİREN ADAMLatif Demirci o çok düşündüren çizimlerinden biriden şöyle der: "Her yeri kar kaplamıştır. Kardan adamlar her yerdedir. Hepsine bir 'burun' lazımdır. O halde durum hemen fırsata çevrilmelidir. Bir adam, içi havuç dolu tezgâhı kaptığı gibi başlar bağırmaya: 'Havuca gel havucaaa!” Ya da her bir insana ‘takma burun’lar gereklidir, hızla aynılaşan bir dünyada!

SİMİDİNİN TAMAMINI MARTIYA KAPTIRAN YOLCUVapura binen herkes için hatıradır, etrafta çığlık çığlığa uçuşan martılara simit atılır. Fakat bu simidi martılara atan kişi ile birlikte onlarca martı da paylaşır. Peki, ya bir simidin tamamını tek bir martı kapmaya çalışırsa ne olur? İşte bu kadar ince bir zekâ ile dünyanın hal-i pûr melalini anlatıyor Latif Demirci…

ŞAHİN TAKLİDİ YAPAN TAVUKGünümüzde satılabilir hemen her şey kendi anlamından uzak bir alt anlamı ifade ediyor ve popülerleşen bir kültürle kitlelere pazarlanıyor. Hatta pazarlanması düşünülen ürün popüler değilse, onu popülerleştirmenin yöntemleri aranıyor ki, daha hızlı alıcı bulabilsin. Daha iyi ve daha kaliteli olmasının ötesinde, daha kolay pazarlanabilmesi ‘popüler kültür mimarlarınca’ bir anlam ifade ediyor. Latif Demirci de işte tam bu noktada yine söyleyeceğini söylüyor: “Bir tavuk, şahin taklidi yapıyor, ama nedense, sahibi onu hiç yadırgamıyor.”
http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/keyif/27509982.asp

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.