"Ağrım olsa bağıramam, aslan görsem kaçamam, kuyruğu ne de tatlı dersiniz ama avcı vurunca afiyetle yersiniz, çok da üşüdüm, kürkümü geri verseniz.. Tavşanım ben, keşke dostum olsan sen.." (Tawşi)

10 Kasım 2014 Pazartesi

YOKEDİLEN ÇİÇEKLERİM


      Evimin bahçesine bir bakıyorum ki özenle bakıp insan boyuna getirdiğim kışa meydan okuyan akşam sefaları çiçeklerim ev sahibim tarafından ayakla ezilerek resmen "Öldürülmüş." Bu ev sahibi Karadenizli, yani büyük ihtimal çocukluğu o özendiğimiz yeşil yaylalarda doğanın içinde geçmiş ama tın..  Bu ev sahibinin ailesi komple kanser ama kendinden başka en ufak bir canlıya saygısı yok ve hala ders almamış..  Çok yakında evimi değiştireceğim, etrafında çok az insan olan, mümkünse komşu da olmayan, hayvanlarımın mutlu olabileceği mümkünse müstakil bir yer istiyorum. Bu ev sahibinin sizce Manisa'da 6.000 adet zeytin ağacını termik santral yapmak için kesen katillerden ve buna göz yuman hükümetten ne farkı var? Güle güle benim akşam ezanında açan ve zikreden güzel çiçeklerim.. Öbür dünyada sizin bile dile geleceğinizi biliyorum.. Şu an zeytin ağaçlarına ağlayan o köyün muhtarıyla aynı duyguları taşıyorum..

        Zeytin ağaçlarının akıbeti linki;

https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=3625245945534776135#editor/target=post;postID=5464172831685216335;onPublishedMenu=allposts;onClosedMenu=allposts;postNum=10;src=link

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.