"Ağrım olsa bağıramam, aslan görsem kaçamam, kuyruğu ne de tatlı dersiniz ama avcı vurunca afiyetle yersiniz, çok da üşüdüm, kürkümü geri verseniz.. Tavşanım ben, keşke dostum olsan sen.." (Tawşi)

21 Şubat 2014 Cuma

5199 YASASI VE HÜKÜMETİN KAYTARIŞI!!


5199 Yasasında Hükümet Geri Adım Attı - TBMM Toplantı Tutanağı




Yasanın Maddelerinin Tek Tek Görüşülerek Birlikte Yapılması Karar Altına Alındı.  

Çevre Komisyonunda yapılan KANUN GÖRÜŞMELERİNE ilişkin bilgidir,
Toplantı, yemek molası dışında hiç bir mola verilmeden sabah saat 10.00 dan 18.30 a kadar sürdü. 30 dan fazla gönüllü, bireysel çalışan ve STK temsilcisinden KONUŞMAK isteyen herkese söz verildi ve kesilmeden dikkatle dinlendi. Toplantının öğleden önceki bölümüne Bakan ve Çevre Kom Başkanı Erol Kaya'da katıldı. Bakan yasanın "eksiklerimiz olabilir, bunları birlikte düzelteceğiz" dedi özetle. 

Milletvekilleri söz aldılar. Ben de bu aşamada söz aldım ve Sayın Bakana ve katılımcılara"Doğal yaşam alanı tabir edilen yerlerin kesinlikle çok yanlış olduğunu, kedi ve köpeklerin orman veya uçsuz alanlarda değil, insana en yakın biçimde yaşamak istediğini; Toplanan sokak köpeklerinin sahiplendirilmesi ifadesinin tamamen bir kandırmaca olduğunu, bunlarda sahiplendirilme oranının çok düşük olduğunu, köpeklerin bulundukları yerde yaşatılmaları gerektiğini; 30-40 köpeği dahi aç susuz bırakan, beton hücrelere mahkum eden belediyelere onbinlerce köpeği toplayıp teslim eden maddeyi içeren bu kanunun bakanlık bürokratları tarafından masa başında hazırlandığını; Evinde çok sayıda köpek-kedi besleyenlerin bu hayvanları DEVLETİN ve BELEDİYELERİN elinden kurtardıklarını, kimsenin gidip petshoplardan keyfi köpek toplamadığını, evlerde ki bu hayvanlara müdahale edilmesinin külliyen yanlış olduğunu; Pitbull cinsi köpeklerin ise belediye bakımevlerindea hücrelere mahkum edildiğini, TEHLİKELİ köpek kavramının değişmesi gerektiğini, bu hayvanların en mağdur hayvan türü olduğunu, pitbullara el koyup barınaklara götürme söylemini içeren maddenin de havada kaldığını çünkü Anadolu daki binlerce şehirde barınak bile olmadığını" ve şu anda burada hatırlayamayacağım diğer bütün KONULARI SESİMİ DE ZAMAN ZAMAN yükselterek anlattım. Bu arada "Biz yurdun dört bir yanında ki binlerce hayvan sever gerekirse canımız pahasına da olsa sonunda ölüm de olsa bu hayvanlar aleyhine olan her şeye karşı çıkacağımızı, asla kabul etmeyeceğimizi" net bir şekilde söyledim. 
Konuşan bütün STK temsilcileri ve gönüllüler de tamamen aynı konuları vurguladılar. Baro komisyon temsilcileri hukukçular, veteriner oda temsilcileri ve Prof Tamer Dodurka da çok güzel konuşmalar yaptılar. Bu aşamada ALT KOMİSYON kuruldu ve bu komisyonan bütün stk ve gönüllülerin görüşlerini alarak çalışması kabul edildi. Komisyon Başkanı MANİSA milletvekili Selçuk Özdağ oldu. 
Yemek molasından sonra saat 14.00 te komisyon ve tüm gönüllü ve STK lar tekrar toplandı. Uzun görüşmeler yapıldı, herkes dinlendi. Komisyon Başkanı Selçuk Özdağ "Buraya gelmeyen diğer STK ve gönüllü arkadaşlara siz duyurun, 6 Mart'a kadar kanuna ilişkin görüşlerini ve taleplerini bize yazılı olarak veya elden getirsinler" dedi. Bazı arkadaşlarımız yasa çok gecikmesin diyince komisyon başkanı "Aceleye getirmeyelim, bizler barınakları, kurumları, ilgili her yeri ziyaret edip ilgili herkesle görüşeceğiz. Kesinlikle siz gönüllüleri de mutlu edecek hayvanların yaşamlarını da koruyacak bir yasa yapacağız" dedi.

Yine görüşmelerden sonra 6 mart sonrasında "Baro Komisyon üyeleri, Veteriner Hekim Odaları temsilcileri, Akademisyenler ve STK lardan oluşan bir çalışma grubu oluşturup, YASANIN BÜTÜN MADDELERİNİN TEK TEK GÖRÜŞÜLEREK birlikte yapılması" karar altına alındı. Bu en önemli husus. 

Bunlar yapıldıktan sonra hazırlanan yeni tasarı tekrar üst kurula gidecek oradan da meclise gidecek. Yasanın temelini ALT KOMSİYON stk larla birlikte hazırlayacak. 

Bu arada, bazılarının söylediği gibi ölüm yasasının çıkması gibi konuşmalar kesinlikle olmadı. Asıl KARARLARIN ALINDIĞI bu görüşmelerde bizler yer aldık. Bu tür yanlış bilgiler GÜVENİLİRLİĞİ sarsıyor. Bu günkü toplantının özeti budur. Ayrılan herkes KOMİSYONA teşekkür etti. Herkes umutlu gitti. Tabii ki peşini bırakmayacağız. Takip edeceğiz ama bu günkü toplantı umut verici. Komisyon üyeleri "Bu görüşme çok iyi oldu, biz bu konuya daha farklı bakıyoruz artık, bu gece yatağa girinci hayvanların bu durumunu tekrar düşüneceğiz" dediler. 

Nesrin Çıtırık
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu
Yönetim Kurulu Başkanı

TBMM Çevre Komisyonu Tutanağı 

"Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık, sahipsiz sokak hayvanlarının sahiplenilmesinin "kandırmaca" olduğunu, sokak hayvanlarının değil, evinde atılan cins hayvanların sahiplenildiğini belirterek, "Kedi ve köpekler orman hayvanı değil, bunları doğal hayat parklarına koyamazsınız. Bu hayvanların bulundurulacağı yer en fazla 300-500 metre olmalı ki bir kavgada ölm...esin. Sahipsiz hayvanların ormanlık alana konulması asla kabul edilemez. Meskenlerdeki hayvanların sorumluluğu sahibine aittir. Niye evde 30-40 kedi ve köpek besliyor çünkü belediyeler bu hayvanları doğru koşullarda tutmuyor. Kimse aklını kaçırmış değil, bu hayvanları petsohplardan almadı, belediyelerin elinden kurtardı. Çünkü belediyeler bu hayvanları pisliğiyle, açlığıyla yaşamaya mahkum ediyor" dedi.
Bazı belediyelere ait hayvan bakımevlerinin durumuna ilişkin fotoğraflar gösteren Çıtırık, "Sokaklarda sahipsiz hayvan bulundurulmamasına ölümüne karşıyız. Bunların toplanmasına ve doğal yaşam parklarına götürülmesine de ölümüne karşıyız. Anadolu'da 50 binden fazla pitbull var. Devletin gözü önünde üretildi, insanlar bunlardan para kazandı ama şimdi yaşamına izin vermiyor. 50 hayvana bakamayan belediye, bunlara nasıl bakacak? Tasarıdaki tehlikeli hayvan kavramı değiştirilmeli. Ayrıca, hayvanlara işkence yapmak serbest ama işkenceyle ölürse ceza veriliyor. Sokaktaki gariban hayvan, milyonda bir insana saldırır" görüşünü savundu."

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Taner Dodurka, Türkiye'de geniş ve insanının gidemeyeceği yerlerde rehabilitasyon olamayacağını savunarak, hayvanlara işkence edilmesine mutlaka hapis cezası getirilmesi gerektiğini söyledi.

Sanatçı Yonca Evcimik, hayvanlar konusunda belediyelerin çalışmadığını ifade ederek, "Tehlikeli ırk değil, tehlikeli sahip var. Hayvan dövüşleri yapılıyor. Bir süre önce bunu haber aldık. Ekip olarak gece oraya gittik, onları takip ettik. 155 hattına ihbarda bulundum. Bir polis arabası önlerini kesmedi. 30 kişilik basın ordusu gelince polisler geldi. Ama onlara baskını gerçekleştiremedik. 150 bin avro gibi paralar döndüğünü öğrendik" dedi.

Bakan Eroğlu, eleştirileri yanıtlarken, tasarının yasalaşma sürecinde tavsiyelerin dikkate alınacağını belirterek, hayvanları korumak için yeteri kadar bütçe ayırdıklarını söyledi. Hayvanları korumada eğitimin önemli olduğunu vurgulayan Eroğlu, Türkiye'de bu alanda eksiklik olduğunu, konunun okullarda ders olarak okutulması gereğine işaret etti.

Kandıra'da yapılacak rehabilitasyon merkezinin toplama yeri olmayacağının altını çizen Eroğlu, petshoplarla ilgili eleştirilerin doğru olduğunu söyledi. Eroğlu, kendisinin de bundan çok rahatsız olduğunu kaydederek, yapılacak düzenlemede bununla ilgili gerekenin yapılacağını ifade etti.

Kedisinin olduğunu ifade eden Eroğlu, "Çocukken köpeklerin saldırısına uğradım. Ama büyüklerimiz bizi eğitmişti. Bayırdan bisikletle inerken büyük 3 kopek üzerime saldırdı, ben de hemen zınk diye durdum. Çoban ıslık çalınca köpekler gitti" dedi.

Eroğlu, bir gencin kedisine işkenceyle ölümüne neden olmasıyla ilgili olarak, "Kedi parçalanmasına ben de çok üzüldüm. Bu kanun çıksaydı 2 yıla kadar hapisle cezalandırılacaktı. Bizim de niyetimiz bu konuda en iyi kanunu çıkartmaktır. Ben de en az sizler kadar
hayvanları seviyorum. Hayvanı sahiplenen, 'artık çocuğum istemiyor' diye sokağa atamayacak" diye konuştu.
Konuşmaların ardından tasarı, alt komisyona gönderildi.
 http://www.haytap.org/index.php/201402204969/parlementodan/5199-yasasinda-hukumet-geri-adim-atti-tbbm-toplanti-tutanagi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.