"Ağrım olsa bağıramam, aslan görsem kaçamam, kuyruğu ne de tatlı dersiniz ama avcı vurunca afiyetle yersiniz, çok da üşüdüm, kürkümü geri verseniz.. Tavşanım ben, keşke dostum olsan sen.." (Tawşi)

11 Kasım 2015 Çarşamba

HAVALAR SOĞUMADAN SOKAK HAYVANLARINA YARDIM

Havalar daha da soğumadan sokak hayvanları için ne yapabiliriz?

Havalar daha da soğumadan sokak hayvanları için ne yapabiliriz?
Malumunuz kış geldi kapıya dayandı çok yakında istesek de istemesek de eksi derecelere inen hava sıcaklıkları, çetin hava durumu koşulları sokakları barınılmaz hale getirecek. Çok geç olmadan sokağınızda, mahallenizde yaşayan hayvanlar için bir şeyler yapmak ister misiniz? Sizler için sert geçeceği belli olan bir kış mevsiminden önce yapabileceklerinizi derledik."Ben yapamam" demeyin, bu size atalarınızdan kalan belki de en anlamlı miras olabilir...
Haber: Oktay Volkan Alkaya - oktay.alkaya@radikal.com.tr / Arşivi
Hayvan sevgisi doğuştan gelen bir dürtü mü, sonradan kazanılıyor mu bilmiyorum. Ben doğduğum günden beri hayvanları gerçekten çok seviyorum. Şu var ki, hiçbir hayvan evde bizim yaşam şeklimize adapte edilmemeli görüşündeyim. Evimizin dışında onlar için güvenli bir ortam oluşturmak boynumuzun borcu çünkü onların doğal yaşam alanlarını talan edip, beton binalar dikiyoruz. Karşılığında onlara ne veriyoruz? İtilip kakılıyorlar, kovalanıyorlar, arabalarımız can güvenliklerini tehdit ediyor. Bizim onlardan korktuğumuzdan daha çok onlar bizlerden korkuyor. Rodos da işte o gariban hayvanlardan biriydi. Sokakta bulduğumuzda, tek başına, muhtemelen yetim kalmış ve korku içindeydi. Onu evimize aldık ve yaklaşık dört ay boyunca harika bir gelişim sergiledi.
Rodos'un tırnaklarını hiç kesmedik, dışarıdaki hayata uyum sağlaması için onu güçlendirdik cesaretlendirdik. Korunaklı bir sitede oturuyoruz ve apartmanların kediler için oldukça elverişli bahçeleri var. Bu yüzden Rodos'u rahatlıkla bahçedeki doğal yaşam alanına alıştırabildik. İlk günler biraz sıkıntılı olsa da, ağaçlara özgürce tırmanıp yerde eşelenmenin tadını aldıktan sonra hayatın tadına varmış gibiydi.
Yaklaşık bir sene sonra Rodos hamile kaldı ve onun hamilelik süresince yine evimizde ağırladık. Hatta kapalı balkonumuzu ona ve yavrularına tahsis ettik desek yeridir. Rodos ve yavruları geçtiğimiz kışı korunaklı bir balkonda geçirdiler ve baharın gelişiyle birlikte doğaya geri döndüler. 
Rodos ve yavruları apartman ahalisi için de bir nevi pilot proje görevi gördü. Komşularımızın hemen hepsi onları benimsedi ve beslediler. Hatta iki yavrunun bakımını tamamen üstlenen bir komşumuz da var. Rodos'un ardından apartman bahçemizi bir nevi "kurtarılmış bölge" olarak gören pek çok kediye yardımcı olmaya başladık. Geçtiğimiz aylarda Bıdık adını verdiğimiz bir anne kedi iki yavrusuyla bahçenin yeni sakinleri oldular. Ancak onların gelişiyle şu gerçekle yüzleştik; her kış sokaktaki bütün kedilere evimizi tahsis etmemiz mümkün değildi.
Kediler sıcak ortamı seven hayvanlar ve onlar için kara kış ölümcül olabiliyor. Özellikle yavrular için yoğun kar yağışı büyük bir sorun. Biz de kedilerimiz için neler yapabileceğimizi düşündük. İlk aklımıza gelen kediler için bir barınak yapmak oldu. Ama sonra böyle bir hizmeti devletten bekleyebilir miyiz diye düşündük... Öncelikle sizin de böyle bir şey yapmaya niyetiniz varsa vakit kaybetmeden yapmanız gerekeni söylemiş olalım, bağlı olduğunuz ilçe belediyesine en kısa sürede ulaşın. Belediyeler bu konuda özellikle son yıllarda çok yardımcı oluyorlar. Biz bağlı olduğumuz Üsküdar Belediyesi'ne başvuruda bulunduk. Belediyenin bu konuda hazırladığı oldukça kullanışlı bir başvuru ekranı var.
Her Belediye'de farklı bir başvuru yöntemi olabilir. Üsküdar Belediyesi "Şefkat Projesi Kedi Evleri" olarak bir başlık açmış ve talepleri buradan alıyor. Neden bu konuda acele etmeniz gerektiğine gelecek olursak, belediyeler bu talepleri belirli zaman aralıklarında değerlendiriyorlar. Yani öyle istediğiniz anda evinize teslim edilmesi gibi bir durum yok. 23 Ekim'de yaptığımız başvuru için henüz daha ne kadarlık bir sonuçlandırma süresi beklemek durumunda olduğumuzu belediyedeki yetkililer de söyleyemiyorlar. Muhtemelen önümüzdeki 1 yada 2 ay içerisinde kedilerimizin barınağı gelmiş olacak ve aşağıdakine benzeyecek.
Peki ya kedilerimizin yeni evi gelene kadar kar yağarsa? Hava şartları kötüleşirse? Belediye yetiştiremedi diye hayvancıkları yüz üstü mü bırakacağız? Elbette ki hayır. Her şeyi devletten beklememek lazım. Sırf kediler değil, köpekler için de yapabileceğiniz çok şeyler var. Tek ihtiyacınız olan, kollarınızı sıvamak!
Onların birkaç günlük fırtına boyunca soğuktan korunmasını ve hayatta kalmasını sağlayacak olan minik yuvalar yapabilir, kapınızın önüne ya da evinizin yakınlarındaki parklara koyabilirsiniz. HaykodepTv Hayvan Koruma Departmanı’nın hazırladığı videoda, sokak hayvanları için rüzgar ve soğuktan koruyan barınak kutuları yapmanın pratik yolları anlatılıyor. İşte sokak hayvanları için 5 adımda barınak hazırlamanın yolları:
1. Gerekli malzemeleri toplayın
En yakın nalbura koşun! En az 3 tane izocam foamboard, orta boyda karton kutu, güçlendirilmiş bant, koli bandı, falçata alın. Evde cetvel ve türevi bir şey yoksa, onu da bir kırtasiyeden alabilirsiniz.
2. Kutuyu katlayın ve bir kenara kaldırın
radikal
3. Kutunun ölçülerini alın, elinizdeki foamborad’ları kesmeye başlayın
radikal
radikal
4. Parçaları kutunun üzerine koli bandıyla yapıştırın
radikal
5. Kenarlardan güçlendirilmiş bantla geçin
radikal
Sokak hayvanları için su ve soğuk geçirmeyen barınağınız böylece hazır!
Peki ya kuşlar? Kuşlar da sert kış aylarında baharı göremeden ölebiliyorlar. Neden? Evleri olan ağaçları kesip apartmanlar diktiğimiz için. Kesilen her ağaç başına onlara bir ev vermek sizin borcunuz. En azından oturduğunuz apartmanın bir zamanlar üstünde yükseldiği arazide bulunan ağaçların bedelini ödemek sizin sorumluluğunuz. Bugün kartondan ya da ahşaptan yapılmış minik kuş evlerini bulmak çok kolay. Evde yapmakla uğraşmanıza bile gerek yok. Alın bir kaç tane kuş evi, evinizin etrafındaki ağaçlara ya da güvenlikli bölgelere asın. Elbet bir sığınan olacaktır.
Bu sadece bir sorumluluk değil. Bir miras. Osmanlı İmparatorluğu'ndan bize kalan tek şey mehter marşı değil. Hemen hemen bütün Osmanlı mimarisi eserlerinin gizli bir köşesinde belki de hiç fark etmediğiniz özenle yapılmış, şaheser niteliğinde kuş evlerini görebilirsiniz. Büyük bir düşüncenin en güzel örneklerinden olan bu kuş evleri, atalarımızdan bize kalan en değerli miraslardan biri. Onların gösterdiği bu zerafeti devam ettirmek görevimizse, ne duruyorsunuz o zaman? 
Osmanlı'da 19. yüzyıla kadar yapımına devam edilen bu sevimli kuş evlerinin amacı; uçsuz bucaksız göklerde özgürce kanat çırpan, ama bir o kadar da yalnız ve korumasız olan kuşlara barınak sağlamaktı. Bina yapmak için kesilen ağaçların bir nevi kefaretiydi bu incelikli sanat eserleri. Keşke şimdi hunharca dikilen AVM'lerin Rezidansların duvarlarında da aynı inceliği görebilsek... Ama o zerafeti göstermek bir kenara dursun, zavallı kuşlar pencere kenarlarına konamasın diye onların canına zarar verebilecek teller, dikenler örmekten geri kalmıyoruz...
http://www.radikal.com.tr/radikalist/havalar-daha-da-sogumadan-sokak-hayvanlari-icin-ne-yapabiliriz-1469030/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.