"Ağrım olsa bağıramam, aslan görsem kaçamam, kuyruğu ne de tatlı dersiniz ama avcı vurunca afiyetle yersiniz, çok da üşüdüm, kürkümü geri verseniz.. Tavşanım ben, keşke dostum olsan sen.." (Tawşi)

27 Haziran 2014 Cuma

HİKAYEM


           Bu aralar sanırım Tawşi ve Milky kadar ben de revaçtayım çünkü merak edilmeye başlandım. Her hafta kim olduğuma dair soru ve istekler geliyor, eski okuyucularım bilir, kendimi kısaca bir yazımda anlatmıştım. Bilmeyenler için sanırım yine anlatabilirim, bu sefer biraz uzun olabilir :)

Veteriner değilim.
İstanbul'da annemle yaşıyorum.
Beykent Ünv. İngilizce Sinema-TV ve Marmara Ünv. Yüksek Lisans Sinema mezunuyum.
3 yaşında veteriner aile dostumuza "Karıncalar nasıl hapşurur?" diye sorarak hayvanlara ilgim başladı.
5 yaşında tüm sokak kedilerini ve güvercinleri beslemeye çalışıyordum. Ayrıca bu sırada 20 balığım, Cunda Adası'ndan getirdiğim yavru kedim Cunda vardı. Piyano çalmaya başlayınca ilgim müziğe yöneldi.
8 yaşımda bahçede bulduğum yavru kedi Duman ve sonradan doğan çocukları Çıtır, Pıtır, Kıtır ile başlayan sirkülasyonla beraber 57 sokağa terkedilmiş  kedim,  yazlıkta da 5 tane ölümden kurtardığım su kaplumbağam ve bahçede bir kirpi ailem vardı. Hergün ciğerle beslediğimiz kaplumbağalara 1 yıl sonra dedemle güzel bir kaynak suyu bulmayı başardık. Kapıya birçok upuzun tüylü iri Ankara kedisi terkedilince tim mahalle beyaz Ankara kedisi oldu. Bu sırada anneannem beyin kanaması geçirdiğinden bu hayvanlar evde yalnız kaldığım İstanbul'da bana yoldaş oldu, 11 yaşımda kedilerimin tüm iğnelerini yapıyordum.
Matematiğim iyi olmadığı için veterinerlik hayal oldu, konservatuara gittim, sonra da dereceyle liseden sözel mezunu oldum.
Kedilerimizi hızla kısırlaştırdık, bazılarını sokak köpekleri boğdu, bazıları kayboldu, onlara aylarca ağlardım, kayıp ilanları asardım. Köpeklerin yetiştirdiği, havlayan ve ağaca tuvaletini köpek gibi yapan köpeğimsi Bombay kedim Bobi gibi..
2003'te acımasız sahibi hamile olduğu için sokağa terkedilen İran kedim Köpük ile hayatım değişti.
2004'te bahçemizde bir ağlama sesi duydum, bahçeye çıktığımda kocaman gri, erkek bir tasmalı Pointer oturmuş ağlıyor, etrafındaki 8 şişko kedim sırayla koca köpeği tırmıklıyor ve dövüyordu. Çeteyi dağıtıp karnını doyurdum, kedilerle kaderi aynıydı; bahçemize terkedilmişti. İnanılmaz enerjikti, gün boyu evimizin etrafında dönüyor ama hiç ayrılmıyordu. Ayağa kalktığında boyu Tarık Akan kadar vardı. Adını Point koydum. Birgün kahvaltısını vermeye çıktığımda yerinde yoktu, yandaki çok muhteşem hayvan düşmanı komşularımızdan "Belediyenin adamları tarafından zehirlenmek üzere alındığını" duydum, o an beynime kan sıçradı, belediyede onlarca insan köpeğini arıyordu. Sonradan ormana gömüldüklerini öğrendik, cesetlerine bile ulaşamadık. O belediye başkanına öyle bir beddua ettim ki aynı yıl sözde dindar başkanımız yolsuzluktan hapse girdi, gelin görün ki şimdi İslam yaymak için bir dernekteymiş, Allah o köpeklerden beter etsin onu..
Üst caddeden bahçemize yuvarlanmış şişko yavru köpek Dombili'yi hemen sahiplendirdim, şu an bekçi köpeği..
Aynı yıl çok sevdiğim kedim, Kirli ve Kontes'in aşk çocuğu olan Şesu öldü, yıkıldım.
2011'de gece bahçeye tuvaletini yapmaya çıkan Smokin cinsi, gülsuyu kokan sakallı erkek kedim Hacı bu sefer dönmedi ve 3 yıldır ortada yok. Hacı'dan geriye eve getirdiği öksüz kızı Junior Hacı kaldı. Artık evde orta boy pizza ve tiramisu yiyen sakallı bir kedi yok.
Gece yolda ölümden kurtardığım salyangoz ile salyangozların bir kediden farksız olduğunu anladım, elimle salatalık ve muz yediriyordum, su içmelerine hayran kalıyordum, yanına bir de eş koydum onlarca çocukları oldu, birgün yeni gelen, diğerini yemeğe kalkınca veterinere götürdüğümüzde yaşananları anlatamam, salyangozum iyileşince doğaya saldık.
Teyzem ise yazlığımızdaki sokak kedi ve köpeklerine gönüllü bakmaktadır, nerede kör kedi, nerede bacağı kırık köpek, nerede yaz için oyuncak olarak petshoptan alınmış bir hayvan bizim bahçeye terkedilir, bunun karşılığı olarak ise; otopside ortaya çıktığı üzere Border Collie köpeği Kanka'ya tecavüz edilip öldürüldü, aralarında ayağı kırık da olan 10 yavru köpeği, 20'den fazla kedisi zehirlendi, davalar hala sürmektedir. Yapanlar ise sitedeki komşular ve site bekçileridir. Mavi Rus kedim Safir ve Smokin kedim Kral hala burnumda tütmektedir. Yapanlar 5 kez hac ve umreye gitmiştir, yatacak yerleri kanımca yoktur.
2012'de bloğun sahibi Tawşi geldi. Tawşi ormana bir çöp torbası içinde bir çöpten faksız jiple ölüme terkediliyor, hemen ona yuva açtım.
2013'te Milky ise Tawşi'nin hayat arkadaşı oldu. Çocuğuna oyuncak olarak Milky'yi alan aile Milky'nin tüylerini kestirmek için veterinere getiriyor, veteriner ise tüylerini keserken arka bacağını kırıyor, gerçekten artık yuh! Petarkadas.com'da Milky'yi görünce dayanamdım, ücretsiz sahiplendim.
2014 kış başında yine kötü bir olay yaşadım. Bahçeye terkedilen anne Sibirya kedimizi 12 sokak köpeği boğup parçaladı, süt çocuğu Tekir'i gece 05.00'te sağanak altında peluş GS terliklerimle çıktığım çam ağacından altta bekleyen köpeklere rağmen kurtarmayı başardım.
Eiffel, Pisa, Galata bebekler ise öksüz kaldı. Sizler ve Petarkadaş sayesinde üçüne de hemen yuva buldum. Bir gece olayı duyup gece 03.00'te arabasına atlayıp bir yavru sahiplenip kurtarmaya gelen dostum İris'e hala minnettarım. Sahiplendiği Eiffel bebek (Ofra) ise şimdi kocaman bir kız olmasına rağmen hala annesiz büyüdüğünden kendini ve İris'in kollarını emiyor, havlama duyunca o geceyi yaşıyor ve ödü kopuyor.
Şu an sokakta, parkta gördüğüm kedi, köpeği sahiplendiriyorum. Çünkü;
Sarıyer'deki Kısırkaya Köpek Rehabilitasyon Merkezi'ne mama yardımına gittiğimizde tüm köpekleri sahiplendirmek için fotoğraflarını çekip internete yükledim, hepsine sahip  bulmuştum ama bir sorun vardı; arayanlar kabul edilmiyor, köpek yok deniyordu, tüm köpekler, özellikle cins yavrular satılıyormuş, ortaya çıktı ve nasıl bir açığa alınmaysa veteriner dahil hala hepsi orada, sizce hala orada durmaları doğru mu Sn. Şükrü Genç?
5199 Ölüm Yasası ile ayrı uğraştık, düdüğümle katıldığım Beyoğlu'ndaki eylemler işe yaramıştı.
Şimdi ise hükümet sokak hayvanlarını denek olarak kullanmak istiyor, kısacası hepsi büyük ölüm yuvalarına götürülüp öldürlecek, lütfen buna engel olalım.
Lütfen petshoplardan parayla hayvan satın almayın ve sokaktaki canlara yuva açın.
İşte hikayem bu.. Sanırım yakında en üstteki tavşana benzeyebilirim.










8 yorum:

  1. Senin adin nedir??soyadin nedir??dunyada senin kimi insan var goresen..nc nc..cox kövreldim..hem de qurur duydum senin kimi bir gencle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, bunlar sadece bizim yapmamız gerekenlerdir. Keşke hükümetler de hayvansever olsa.. Ben sadece hayvansever bir çapulcu sinemacıyım..

      Sil
  2. Öncelikle mesajımı dikkate aldığınız için çok teşekkür ederim :) Yalnız şöyle bir sorum olcak , petshoplarda gerçi artık satılmıyor bildiğim kadarıylan tür kedi köpek ama (en son yasaklandıydı sanırım izmirde hiç göremiyorum ) onları almassak onların basına bisey gelir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demek hepsini cevaplamaya çalışıyorum. İstanbul'da sadece Kadıköy'de satılmıyor onun dışında heryerde ve nette satılıyor maalesef. Petshoptan almazsak satış için üretilmezler ve önce sokağa barınağa terkedilenler sahiplenilir ve sokak hayvanları denek olmaz.

      Sil
  3. adinizi niye demirsiz ki??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle kalmak istiyorum çünkü, sadece hayvansever biri olarak..

      Sil
  4. :(( Pamuk ve Pinki de kusdu sizee..

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.