"Ağrım olsa bağıramam, aslan görsem kaçamam, kuyruğu ne de tatlı dersiniz ama avcı vurunca afiyetle yersiniz, çok da üşüdüm, kürkümü geri verseniz.. Tavşanım ben, keşke dostum olsan sen.." (Tawşi)

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Çocuğunuzun mutlaka tüylü bir dostu olsun


                                                                 

       Haberleri açıyorum; o onun kafasını kesmiş, biri karısını doğramış, öteki kediyi köpeğe yedirmiş, başkası köpeği öldürmüş.. Savaş mı çıktı, ne oluyoruz? Sanırım kıyamet vakti alametleri bunlar. Haber bülteni sonunda her gün en az rahat 20 ölü çıkıyor. Mezar taşı işine girse insan parayı kırar bu devirde.. Özellikle her gece 23.15'te Flash TV Gece Hattı'nda ölüleri sayıyorum va şoka giriyorum çünkü detaylı ölüm haberleri yer alıyor ve insanlar çıldırmış olmalı diyorum.
       Herşeyin başında tabi ki eğitim var. Siyaset Meydanı'nda gibi konuşmayacağım ama şunu söylemek istiyorum; ana sınıfı ve ilkokulda çocuklara verilen hayvan sevgisi maalesef çok yetersiz. Sırf kitaptan işlenerek zaten olmaz. Ama derslerde bu öne çıkarılmalı. Yurtdışında ilkokulda hayvanını sınıfa getirip tanıtma dersi bile var. Burada öğretmenlerden çok anne babalara çok iş düşüyor. Benim 5 yaşından beri kedisiz bir günüm geçmedi. Kedi besledim de başım göğe mi erdi, hayır ama hayvan besleyen bir çocuk paylaşmayı öğrenir, sevgi dolu olur, merhamet eder, daha duygusal büyür, acımayı bilir, incitmemeyi, üzmemeyi öğrenir, sorumluluk sahibi olur, bunu hayvanlara karşı yapınca bitkilere de böyle davranır, doğayı sever ve en önemlisi de ileride insanlara karşı bu şekilde iyi davranır. Katillere dikkat edin, bir insanı öldürmeden önce genelde mutlaka öncesinde bir hayvanı bilinçlice öldürmüştür. Tabi çocuğunuza hayvan alıp, biraz bunları aşılayıp sonra tatile giderken hayvanı terk edip gidin demiyorum, çocuğun hayvan ölene kadar onunla birlikte büyümesinden bahsediyorum. Ayrıca hayvanının ölümünü yaşayan bir çocuk ileride kendi ebeveynlerinin ölümünü de daha kolay karşılayacaktır. Balık, kuş, kedi, köpek, tavşan, hamster, kaplumbağa.. Özellikle de barınaktan onun seçeceği bir hayvan, onun bu yönde olumlu gelişimine katkı sağlarken, o terk edilmiş hayvanı besleyen aileye de büyük bir sevap sağlayacağını düşünüyorum. Tabi devlet de yasalarda değişiklik yapıp şu apartmanda hayvan besleme olayına karışmayıp, düzgün yasalar çıkarmalı.. Zaten dediğim gibi, başta çocukların hayvanı olsa, ilerde büyüdüklerinde imza toplayıp zavallı bir hayvanı apartmandan atmazlar, ailesinden ayırmazlar.. Çocuğunuzun mutlaka her zaman evcil bir hayvanı olsun..
















































































2 yorum:

  1. Aynen insanlara bir merhametleri olduğunu hatırlatıyor hayvanlar. Kendim 19 yasına kadar hiç hayvan beslemedim şimdiyse 6 aylık tavşanım var ondan o kadar çok şey öğrendim ki.. Koşulsuz sevmeyi mesela.. Onceden böcekleri sevmediğim için oldururdum.. Ama şimdi her hayvanın yasama hakkı var ve biz kımız ki bunu elinden alıyoruz diye düşünüyorum

    YanıtlaSil
  2. Evet her hayvanın yaşama hakkı vardır ve maalesef zalim insanlar kendilerini Allah sanıp hem birbirlerini, hem de hayvanları öldürürler. Keşke herkesin küçüklükten itibaren bir hayvanı olsa da sizin ve bizler gibi yaşama daha farklı bakabilse..

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.