Adana Barosu Hayvan Hakları Komisyonu KEDİYİ ÖLDÜREN Cani İçin Savcılığa Baş Vurdu
Sevgili Arkadaşlar,
Adana Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Eskişehir'de kediyi kesen cani için, tüm hukuksal yolları araştırıp, Türk Medeni Kanunun 405/1 maddesi gereğince dosyanın Vesayet Mahkemesine sevki için savcılığa baş vurdu. Bu yasaya göre "Kanun koyucu, burada açıkça akıl hastalığı sebebiyle ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan kişinin kısıtlanacağını emredici bir hüküm olarak" düzenlemiştir. Komisyo
n bu madde gereğince şahsın sadece "kabahat" kapsamında kalmaması için Cumhuriyet Savcılığına baş vurdu. Şahsa kısıtlama getirilmesini talep etti. Lütfen savcılık müracaatını inceleyin. Hayvanları vuran insanları bu maddeye göre savcılığa verebiliriz.
Selam ve sevgilerimle..
Nesrin Çıtırık
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu
Yönetim Kurulu Başkanı
Nesrin Çıtırık
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu
Yönetim Kurulu Başkanı
Barosu Hayvan Hakları Komisyonu üyesi Selahattin Yakın iletisidir:
ESKİŞEHİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
GÖNDERİLMEK ÜZERE
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ADANA
SORUŞTURMA NO : 2014/
T. BULUNAN : Adana Barosu Başkanlığı Hayvan Hakları Komisyonu
D. KONUSU : Dosyanın Vesayet Mahkemesi’ne gönderilmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR :
Yukarıda soruşturma numarası verilen dosyada, şüpheli Mustafa Can Aksoy tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı, caniliğe varan ve akıl sınırlarını zorlayan vahşetin burada yeniden dile getirilmesine lüzum bulunmamaktadır.
Şüphelinin akıl sağlığının yerinde olmadığı tartışma konusu dışında olup bu husus zaten yapılacak incelemeler neticesinde açığa çıkacaktır. Başsavcılığınızın bu konuda gerekli adımları atacağına dair bir şüphemiz bulunmamaktadır.
Bununla beraber dikkatle üzerinde durulması gereken bir husus vardır: şüpheli vesayet altına alınmalıdır.
Gerçekten de Türk Medeni Kanunu m 405/I bu konuda açıktır: “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisini sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.”
Kanun koyucu, burada açıkça akıl hastalığı sebebiyle ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan kişinin kısıtlanacağını emredici bir hüküm olarak düzenlemiştir.
Somut olayda, savunmasız masum bir canlıya işkence yaparak öldüren ve bunu soğukkanlılıkla internet ortamında paylaşıp üzerinde de yorum yapabilen bir kişinin aynı eylemi bir başka canlıda örneğin bir insan üzerinde gerçekleştirmeyeceğinin garantisini kim verecektir? Dolayısıyla bu durumun kanunda aranan “başkalarının güvenliğini tehlikeye sokmak” halini oluşturduğu açıktır, zira konu güvenlik olunca bu kavramın geniş yorumlanması gerektiği de bir zorunluluktur.
Anılan kanun maddesinin ikinci fıkrası ise şu şekildedir: “Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.”
Görüleceği üzere Savcılık makamınız bu elim olaydan görevini yaptığı sırada haberdar olmuştur. Artık kanunun emredici açık hükmü gereği bu durumu vesayet makamına bildirmesi bir zorunluluktur.
Durum böyleyken soruşturma dosyasının kısıtlama talebiyle vesayet mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
Gereğinin yapılmasını arz ve talep ederiz. Saygılarımızla.11.02.2014.
Adana Barosu Başkanlığı
Hayvan Hakları Komisyonu
Av. Selahattin YAKIN
A&B Hukuk Bürosu
Tel: +90 322 459 49 00(pbx)
Fax: +90 322 459 49 90
Gizerler iş merkezi Kat :6/16 Seyhan 1120 Adana / Türkiye
BASIN AÇIKLAMASI
Tüm ulusal gündemi meşgul eden insanlık dışı, caniliğe varan ve akıl sınırlarını zorlayan vahşetin, bu menfur olayın burada yeniden dile getirilmesine lüzum
bulunmamaktadır. Bu sebeple bu açıklamayı dahi derin bir üzüntü sebebidir.Olay failinin akıl sağlığının yerinde olmadığı tartışma konusu dışında olup bu husus zaten yapılacak incelemeler neticesinde açığa çıkacaktır. Başsavcılığın bu konuda gerekli adımları atacağına dair bir şüphemiz bulunmamaktadır.
Bununla beraber dikkatle üzerinde durulması gereken bir husus vardır: şüpheli vesayet altına alınmalıdır.
Gerçekten de Türk Medeni Kanunu m 405/I bu konuda açıktır: “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisini sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.”
Kanun koyucu, burada açıkça akıl hastalığı sebebiyle ... ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan kişinin kısıtlanacağını emredici bir hüküm olarak düzenlemiştir.
Somut olayda, savunmasız masum bir canlıya işkence yaparak öldüren ve bunu soğukkanlılıkla internet ortamında paylaşıp üzerinde de yorum yapabilen bir kişinin aynı eylemi bir başka canlıda örneğin bir insan üzerinde gerçekleştirmeyeceğinin garantisini kim verecektir? Kız arkadaşına, komşusunun çocuğuna, kendi kardeşine ya da bir başka hayvana benzer bir eylemi yapmayacağını kim iddia edebilir? Dolayısıyla bu durumun kanunda aranan “başkalarının güvenliğini tehlikeye sokmak” halini oluşturduğu açıktır, zira konu güvenlik olunca bu kavramın geniş yorumlanması gerektiği de bir zorunluluktur. Anılan şahsın toplum nezdinde yaratmış olduğu infial söz konusu tehlikenin varlığı yeterli bir argümandır.
Anılan kanun maddesinin ikinci fıkrası ise şu şekildedir: “Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.”
Görüleceği üzere Savcılık makamının ve Üniversite’nin bu elim olaydan görevini yaptığı sırada haberdar olduğu açıktır. Artık kanunun emredici açık hükmü gereği bu durumun anılan makamlar tarafından vesayet makamına bildirmesi bir zorunluluktur.
Durum böyleyken soruşturma dosyasının kısıtlama talebiyle vesayet mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
Gereğinin yapılmasını gerekli girişimler yapılmıştır.
Adana Barosu Başkanlığı
Hayvan Hakları Komisyonu
Tel: +90 322 459 49 00(pbx)
Fax: +90 322 459 49 90
Gizerler iş merkezi Kat :6/16 Seyhan 1120 Adana / Türkiye
BASIN AÇIKLAMASI
Tüm ulusal gündemi meşgul eden insanlık dışı, caniliğe varan ve akıl sınırlarını zorlayan vahşetin, bu menfur olayın burada yeniden dile getirilmesine lüzum
bulunmamaktadır. Bu sebeple bu açıklamayı dahi derin bir üzüntü sebebidir.Olay failinin akıl sağlığının yerinde olmadığı tartışma konusu dışında olup bu husus zaten yapılacak incelemeler neticesinde açığa çıkacaktır. Başsavcılığın bu konuda gerekli adımları atacağına dair bir şüphemiz bulunmamaktadır.
Bununla beraber dikkatle üzerinde durulması gereken bir husus vardır: şüpheli vesayet altına alınmalıdır.
Gerçekten de Türk Medeni Kanunu m 405/I bu konuda açıktır: “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisini sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.”
Kanun koyucu, burada açıkça akıl hastalığı sebebiyle ... ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan kişinin kısıtlanacağını emredici bir hüküm olarak düzenlemiştir.
Somut olayda, savunmasız masum bir canlıya işkence yaparak öldüren ve bunu soğukkanlılıkla internet ortamında paylaşıp üzerinde de yorum yapabilen bir kişinin aynı eylemi bir başka canlıda örneğin bir insan üzerinde gerçekleştirmeyeceğinin garantisini kim verecektir? Kız arkadaşına, komşusunun çocuğuna, kendi kardeşine ya da bir başka hayvana benzer bir eylemi yapmayacağını kim iddia edebilir? Dolayısıyla bu durumun kanunda aranan “başkalarının güvenliğini tehlikeye sokmak” halini oluşturduğu açıktır, zira konu güvenlik olunca bu kavramın geniş yorumlanması gerektiği de bir zorunluluktur. Anılan şahsın toplum nezdinde yaratmış olduğu infial söz konusu tehlikenin varlığı yeterli bir argümandır.
Anılan kanun maddesinin ikinci fıkrası ise şu şekildedir: “Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.”
Görüleceği üzere Savcılık makamının ve Üniversite’nin bu elim olaydan görevini yaptığı sırada haberdar olduğu açıktır. Artık kanunun emredici açık hükmü gereği bu durumun anılan makamlar tarafından vesayet makamına bildirmesi bir zorunluluktur.
Durum böyleyken soruşturma dosyasının kısıtlama talebiyle vesayet mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
Gereğinin yapılmasını gerekli girişimler yapılmıştır.
Adana Barosu Başkanlığı
Hayvan Hakları Komisyonu
Allah razı olsun diyorum çünkü böyle birşey yapılmasaydı bugün Haytap'ı arayıp birşey yapılmadıysa bizzat Çağlayan'daki adliye sarayına gidip kendim başvuracaktım. Teşekkürler Adana Barosu Başkanlığı..
Ve bu kedi katilinin ceza alması, Kabahatler Kanunu yerine TCK'ya alınması için lütfen şuraya imza atın;
http://www.change.org/tr/kampanyalar/abdullah-gül-hayvanlara-eziyet-edenlerle-ilgili-ceza-düzenlemesini-lütfen-kabahatler-kanunu-dışında-türk-ceza-kanunu-tck-na-göre-cezalandırılmasını-sağlayın-aksi-takdirde-feci-olaylar-hep-tekrarlanacaktır#share
Ve bu kedi katilinin ceza alması, Kabahatler Kanunu yerine TCK'ya alınması için lütfen şuraya imza atın;
http://www.change.org/tr/kampanyalar/abdullah-gül-hayvanlara-eziyet-edenlerle-ilgili-ceza-düzenlemesini-lütfen-kabahatler-kanunu-dışında-türk-ceza-kanunu-tck-na-göre-cezalandırılmasını-sağlayın-aksi-takdirde-feci-olaylar-hep-tekrarlanacaktır#share
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.