KOZMETİK ÜRÜNLERİ ALIRKEN HAYVANLARI ÖLDÜRMEYİN!
Özellikle bu yazımı bayanların okumasını istiyorum. Dün Beyoğlu Gratis'e girdim, %50 indirim vardı ama sanki bedava mal dağıtıyorlar gibi millet birbirini eziyordu, Arap turistler dirsek bile attı. Ve diyaloglar sadece şu kadardı:
- Şu allık ne kadar, şu rengi var mı, teşekkürler (ve ardından yallah upuzun kasa kuyruğuna).
Bir kişi bile ; "Bu marka hayvanlar üzerinde test yapıyor mu, kaç hayvan öldürüyor?" sorusu yok! İnternetten bir gün önce hangi markalar hayvan dostu hangileri katil diye araştırayım yok, ucuz olsun, rengi güzel olsun yeter! Siz yüzünüzü boyayacaksınız, güzel kokacaksınız, evinizi temizleyeceksiniz diye testler sırasında kaç hayvan ölüyor biliyor musunuz? Aynı ilaç sanayii gibi.. Ayrıca bu araştırmayı evinizde kullandığınız tüm deterjan, sabun, ıslak mendil hepsinde yapmalısınız ve katil markaları kesmelisiniz, 2 kuruş daha verin ama milyonlarca hayvanı ölümden kurtarın. Ölen kedi, köpek, tavşan, maymunlara yazık değil mi? Gratis, Watsons gibi kozmetik dükkanlarına girmeden önce lütfen evlerde biraz internette araştırma yapın. Ayrıca hayvanlar üzerinde yapılan bu deneyler %90 başarısızdır çünkü hayvan ve insan anatomisi çok farklıdır yani hayvanlar boşu boşuna katlediliyor. İşte hayvanlar üzerinde test yapılması ve bunu yapan katil firmalar;
- Dove (Unilever'e ait diğer firmalar gibi)
- Avon
- Garnier
- Biotherm
- Lancome
- LaRoche Posay
- Kerastase
- Maybelline
- Clinique (Estee Lauder)
- Max Factor (P&G'ye ait diğer firmalar gibi)
- Shiseido
- Neutrogena
- Pantene
- Sensodyne
- Signal
- Vichy
- Essie
- MAC (Estee Lauder)
- Elizabeth Arden
- Revlon
- Acuvue
- Calgon
- Braun (P&G)
- Cacharel
- Clean & Clear
- Clearasil
- Donna & Karan
- Dolce Gabbana
- Georgio Armani
- Gucci Fragrance
- Guerlain
- Head & Shoulders
- Hugo Boss
- L'Occitane
- Ralph Lauren Fragrances
- ReNu
- Tommy Hilfiger
- Avon
- Garnier
- Biotherm
- Lancome
- LaRoche Posay
- Kerastase
- Maybelline
- Clinique (Estee Lauder)
- Max Factor (P&G'ye ait diğer firmalar gibi)
- Shiseido
- Neutrogena
- Pantene
- Sensodyne
- Signal
- Vichy
- Essie
- MAC (Estee Lauder)
- Elizabeth Arden
- Revlon
- Acuvue
- Calgon
- Braun (P&G)
- Cacharel
- Clean & Clear
- Clearasil
- Donna & Karan
- Dolce Gabbana
- Georgio Armani
- Gucci Fragrance
- Guerlain
- Head & Shoulders
- Hugo Boss
- L'Occitane
- Ralph Lauren Fragrances
- ReNu
- Tommy Hilfiger
BİR KAP SU, BİR KAP YEMEK KAMPANYASINA KATILIN!
Lütfen aşağıdaki linkten imza atın ve hemen evinizin, yazlığınızı, işyerinizin kapısına bir kap su ve mama, yemek artığı koyun.
http://www.change.org/tr/kampanyalar/hayvan-dostlarımıza-her-apartmanın-kapısında-bir-kap-su-ve-mama-bulunmasının-zorunlu-olması
Bülent Ersoy rakun kürkle görüntülendi
İstanbul Fashion Week'in ilk gününde Tanju Babacan defilesini izlemeye gelen Bülent Ersoy, giyim tarzıyla dikkat çekti.
Kalpağı ve gözlükleriyle defilenin ilgi odağı olan ünlü sanatçı Bülent Ersoy, giydiği ilginç kürküyle de hayvanseverleri yine kızdıracağa benziyor.
Defiledeki mankenlerden daha çok ilgi çeken Ersoy, ayaküstü gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
YİNE KÜRK GİYDİ
Babacan'a destek olmak için defileye geldiğini söyleyen Ersoy, yine kürk giydiğinin hatırlatılması üzerine "Ben hep şık değil miyim? Peçe gözlükleri bunlar. Bir tane kürk beğendim sipariş verdim oradaki imitasyon, ama bana gerçeğini yapacaklar. Bu da rakun. Üstümden hiç çıkmadı ki kürküm" diye konuştu.
BÜLENT ERSOY VE ÇİNÇİLLA KÜRKÜ
Hayvanseverlerin tepkilerine rağmen kürkten vazgeçmeyen Bülent Ersoy gerekçesini şöyle anlattı: "Allah insana faydası olsun diye yaratmış. Bunu giydim diye hayvan düşmanı değilim".
RABBİM GİY DEMİŞ
Her dönem pahalı mücevherleriyle adından söz ettiren Bülent Ersoy, şimdilerde kürkleriyle hayvan hakları savunucularının kadrajında. Diva, önceki gün de Nişantaşı'nda fiyatı yaklaşık 300 bin dolar (yaklaşık 530 bin TL) olan Çinçilla kürküyle görüntülendi.
Her dönem pahalı mücevherleriyle adından söz ettiren Bülent Ersoy, şimdilerde kürkleriyle hayvan hakları savunucularının kadrajında. Diva, önceki gün de Nişantaşı'nda fiyatı yaklaşık 300 bin dolar (yaklaşık 530 bin TL) olan Çinçilla kürküyle görüntülendi.
Havuzlu villa değerindeki kıyafeti için, "Türkiye'de bir tek bende var" diyen Ersoy ardından da şunları söyledi: Allahü Teala yarattıklarının içerisinde en çok insanoğlunu seviyor. İnsanoğluna faydası olsun diye etinden, sütünden, gücünden, tüyünden, derisinden istifa etsin diye yaratmış. Ben bunu giyiyorum diye hayvan sevmiyor değilim. Benim de iki köpeğim vardı, ama bunu giymekten kendimi alıkoyamıyorum.
Bülent Ersoy, geçen haftalarda 20 bin TL'lik kürk aldığı iddialarını yalanlamayarak hayvanseverleri kızdıran Hülya Avşar'a da sahip çıktı. Diva, şunları söyledi: Hülya Hanım'ın kürk giymesi hayvan sevmediği anlamına gelmez. (Akşam Gazetesi)
Evet işte okudunuz haberi, belki de önceden gördünüz. Ne yapsam boş böyle insanlar oldukça.. Daha dün bir alışveriş sitesinde çinçillalarını satan kişinin hayvan satış ilanı vermek yasak olduğu için ilanlarını kaldırtmakla uğraşıyordum şimdi şu habere bakın! İyi Allah giyin demişse bile o dönemde imitasyon kürkler, naylon montlar yoktu tabi ki, yıl olmuş 2013 ama hala bu kafa..
"Sayın Ersoy, düşünün ki sizi en ucuz ve şişmanlatıcı yemeklerle 1 m2 bir kutu gibi odada hiç ışık almadan, gün yüzü, doğa, hayat nedir bilmeden, florasanlar altında daha çabuk gelişmeniz için besliyorlar. Doğduktan hemen kısa süre sonra zaten annenizi, kardeşlerinizi pek göremiyorsunuz, ya da altınızdaki, üstünüzdeki diğer minik, sağlıksız odalardan sadece sesleri geliyor. Siz ne olduğunu bilmeden mutsuzca verilen yemi yiyorsunuz, ölmemek için.. Ama bir gün geliyor kafeslerden topluca çıkarılıp çığlık çığlığa, canlı canlı deriniz yüzülüyor. Diğer bir yöntem ise; sizi önce sopaklarla dövüp sersemletiyorlar, sonra da kaynar suya atıp çığlıklar içinde patates gibi haşlayarak canice öldürüyorlar. Bu toplu bir katliam çünkü ancak 50 tane Bülent Ersoy derisi 1 manto ediyor.. Bu acıya daha fazla dayanamayarak ölürseniz yine şanslı sayılıyorsunuz çünkü çoğunlukla ölmeyenler oluyor." Şimdi güle güle üzerinizde taşıyın zavallı ölü minik çinçillalarınızı Bülent Ersoy..
4 EKİM HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ
Tawşi'nin yazlıktaki dostları Bıdık ve Piglet
Tawşi, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü'nü kutlar.. Umarım çok yakında 5199 sayılı kanun değişikliği yürürlüğe girmeden tamamen ortadan kalkar. Lütfen bunun için internet sitelerinden imza atın çünkü daha tam yok olmadı.
Bugün bir değişiklik yapın ve bir barınağa gidin. O mutsuz, ümitsiz, yemeğe ve sevgiye aç gözlerle göz göze gelin. Onlara yardım eli uzatın, mama bağışlayın, ellerinizle doyurun, hatta en azından bir tanesini terk etmemek üzere ailenize katın ve büyük bir sevap işleyin. Haydi ne duruyorsunuz..
İzmir Dikili Köpek Barınağı
TAVŞAN ADALARINA YARDIM
Mart 2012 tarihinde arkadaşım İris ile İstanbul Haliç'teki Tavşan Adası'na gidip çuval çuval ekmek, yem, sebze dağıttığımızı, onların nasıl bir sefalet içinde yaşadıklarını, sularının bile kuruduğunu, etraftaki evlerden hep ölülerinin görüldüğünü, tinercilerin bu adaya dadandığını yazmıştım. Ayrıca tüm bunların sorumlusunun bir de belediye başkanı olduğunu!!! Üstüne de Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nün tavşanlarla ilgilenmediğini de.. Sen adada yaşam var mı yok mu diye millete ispatlamak için cahilce 2 tavşan bırakacaksın, onların hızla nasıl ürediğini bilmeyecek şekilde sorumsuzca davranacaksın, sonra da sayısı üç bine dayanan, soğukta donarak ölen, susuzluktan kuruyan, açlıktan kemikleri sayılan, sokak köpekleri ve tinercilerce öldürülen, uyuz hastalığına yakalanan tavşanlara sonra sırtını çevirip gideceksin, sonra da buna Fatih ya da Eyüp Belediye Başkanlığı diyeceksin..
Bu sadece İstanbul'daki bir adadaki tavşancıkların kaderi, daha birçok ilde niceleri var. Bir de popülasyonu düşürmek için tavşanların adadan alınıp ormana salınıp orada kendilerince öldürülmelerini isteyen akbaba gibi bekleyen, spor yaptıklarını sanan ama vahşetten başka hiçbirşey yapmayan avcılar var. Ayvalık Saman Adası, Bodrum Gümüşlük Adası da diğerleri.. Ve daha bilmediğimiz niceleri..
Sizlerden tek dileğim biraz belediyelerin telefonlarını çaldırmanız ve bu adalara yiyeceklerle bir gidip ziyaret etmeniz..
Sizlerden tek dileğim biraz belediyelerin telefonlarını çaldırmanız ve bu adalara yiyeceklerle bir gidip ziyaret etmeniz..
TAVŞAN KATLİAMI
Şu an sinirden ve üzüntüden hüngür hüngür ağlıyorum. Demin bir arama yaparken tesadüfen Google görsellerde Çin'de bir sürü kadın ve kızın topuklu ayakkabılarla tavşanları nasıl zevk için öldürdüğünü gördüm. Bir an Tawşi'yi düşündüm o yatan, paramparça olmuş zavallıcıklar yerine.. Cansız yatan o tüylü kırmızı bedenler zaten Tawşi kadar tatlılar.. Neden hayvan hakları bunlara birşey yapmıyor? Bu nasıl bir eğlence? Bunları yapan insan mı? Ne farkı kaldı bunun Suriye, Filistin katliamlarından? Bunu bu kadar basitçe yapan ilerde anasını babasını çocuğunu, öğrencilerini, çalışanlarını, vatandaşlarını doğramaz mı? Bunu yapanlar, o tavşancıklardan beter ezilir inşallah, öbür dünyada da sürekli cehennem azabı görürler inşallah.. Amin.
Allah inşallah beni cennetine alır ve özellikle bu hayvan eziyetçilerinin, hayvanlardan yardım dilenerek sonsuza kadar azap çekmelerine tanık olurum!
"HAYVAN YEMEK " KİTABI (EATING ANIMALS)
Asla bir tavşan yiyemem, yemem. Koyun eti sevmem, küçük kuzuların kesilmesine ise karşıyım, çocuk katliamıyla birebir.. Geriye inek, tavuk ve balık kalıyor. Biraz internet videolarını karıştırırsanız yurtdışındaki ineklerin ve tavukların canlı canlı ve bir bütün olarak bıçaklı makinelere çığlıklar eşliğinde, bir bütün olarak nasıl atıldığıı göreceksiniz. Tavuk ve inekler oralara atılmadan neler yaşıyor peki? Tavuklar minnacık kümeslerde, florasanların altında GDO'lu yemlerle kısacık zamanda 4 katı büyüyor, tabi çatlamadan ölenlerin ardından geriye kalanlar.. İneklerin yemlerinin tamamı GDO'lu zaten.. Kır çiçeği yiyen inek mi kaldı? Keşke Türkiye'nin en başarılı gazetecisi Uğur Dündar'ın büyük televizyonlardaki işine son verilmeseydi de bizler için gıda teröristlerini, hayvan istismarlarını biraz daha deşifre etseydi. Kısacası karınca gibi üreyen dünya nüfusuna bu hayvancıklar yetişemiyor. Zalim insanlar da yetiştirmek ve para kazanmak için hem onların hayatlarıyla hem de bizlerin sağlığıyla oynuyorlar. Mesela başta Bursa'daki Has Tavuk gibi, doğan civcivlerin erkekleri ayrılıp çöp konteynırlarında canlı canlı, ciyaklayarak, ezilerek öldürülüyorlar. Çin'de kedi, köpek ve rakunların canlı canlı derileri yüzülüyor, kürkleri yolunuyor, elleri ayakları kesiliyor, neden mi? Biz insanoğluna ucuz deri cüzdan, çanta, mont, ayakkabı, şapka olabilmek için! Allah bu zulmü yapanlara hem bu, hem de diğer dünyada milyon katını yaşatsın diyerek dua ediyorum ve sözü nihayet bu kitaba getiriyorum. Daha okumadım ama bir gazetenin kitap ekindeki uzun yazısını okuduğumda çok etkilendim. Kitabın yazarı, çocukları olduktan sonra oları en sağlıklı nasıl beslerim diye araştırma yapmaya başlıyor ve korkunç gerçeklerle yüzleşiyor, derken bu kitap çıkıyor meydana.. Etin tabağımıza nasıl geldiğini anlatıyor yazar. En kısa sürede alıp okuyacağım, sizlere de tavsiye ediyorum.
Arka Kapak
"Bu kitap hayatınızı değiştirecek."
Time Out
Neden kahvaltıda makarna yemiyoruz? Yemek yerken aldığımız kararları, neye dayanarak alıyoruz? Neden kuzu eti yiyoruz ama köpek eti yemiyoruz?
Köpeklerini seven Fransızlar, bazen atlarını yer.
Atlarını seven İspanyollar, bazen ineklerini yer.
İneklerini seven Hintliler, bazen köpeklerini yer.
Peki ya siz hangi hayvanları seviyor, hangilerini yiyorsunuz?
Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın ile Her Şey Aydınlandı'nın parlak yazarı Jonathan Safran Foer, bu kez tabağımızdaki yemeklerin öyküsünü anlatıyor. Hayvan Yemek, kurgulanamayacak denli dehşetli birtakım gerçeklerin bize sofralarımız kadar yakın olduğunu gösteriyor; insanın marifetlerini, tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Hayvan Yemek, bir vejetaryenlik çağrısı değil, bir uyanış çağrısı... Çatalımızı sapladığımız şeyin "ne" olduğunu, bize "neler olduğunu" görmekten çekinmeyenlere açık bir davet.
Tabaklarınızı ve midelerinizi doldururken bu sayfalarda yazanları göz ardı edemeyeceksiniz.
"Hayvan Yemek'i (eğer bu, uygun bir sözcükse) büyük iştahla okudum."
Alain de Botton
Yazar:Jonathan Safran Foer
Çevirmen:Garo Kargıcı
Sayfa Sayısı: 352
Dili: Türkçe
Yayınevi: Siren Yayınları
KÜRKE HAYIR!
Tüm kürklere hayır! Ama blog gereği önce tavşancıklarımızınki.. Birisi gelip sizi zorla öldürüp ya da öldürmeden canlı canlıyken siz acılar içinde kıvranırken saçlarınızı, derinizi alsa hoşunuza gider mi? Gidiyorsa buyrun desteklemeye devam edin..
All fur, no! But before you need to blog for rabbits.. Forced to live alive without killing you or someone comes to kill you hair writhes in pain, your skin will love? Here you going to continue to support ..
TAVŞAN ÜRETİCİLERİ NEDEN TEFTİŞ EDİLMİYOR???
142 TAVŞAN YATIRIM KURBANI OLDU
Mersin’de, yünlerinden iplik üretilen 142 angora tavşanı, bakımsızlıktan öldü. Aç ve susuzluktan öldükleri belirlenen tavşanlardan 8’i, hayvanseverler tarafından son anda ölmekten kurtarıldı.
İddiaya göre, Hopurlu Köyü’ne 6 ay önce gelerek tavşan çiftliği kuracağını belirten Yaşar isimli şahıs, Tahsin Tuncel’in deposunu kiraladı. Burada bir süre tavşan üreticiliği yapan şahıs, bir süre sonra zarar edince ortadan kayboldu.
Bir müddet tavşanların sahibinin depoda bıraktığı yem ve su ile hayvanlara bakan depo sahibi Tahsin Tuncel, sonrasında depo kirası ve bakım ücretini alamayınca, hayvanların bakımından vazgeçti. 3 ay önce kaderine terk edilen 150 angora tavşanı, açlık ve susuzluğa dayanamayarak birer birer ölmeye başladı. Bir ihbar üzerine olayı öğrenen Mersin Hayvan Dostları Derneği Başkanı Nilgün Derviş ile dernek üyeleri, tavşan katliamının yaşandığı çiftliğe gitti. Hayvanseverler, çiftlikte gördükleri manzara karşısında tam bir şok yaşadı. Kaderine terk edilen 150 angora tavşanından 142’sinin öldüğü görüldü. 8 tavşan ise hayvanseverler tarafından son anda ölümden kurtarıldı.
Olayı "vahşet" olarak nitelendiren Mersin Hayvan Dostları Derneği üyeleri, gördükleri manzara karşısında gözyaşlarını tutamazken, depo sahibi Tahsin Tuncel’e tepki gösterdi. Hayvanseverler, tavşanların ölümünden sorumlu tuttukları Tahsin Tuncel ile durumu herhangi bir kuruma bildirmediği için bir süre tartıştı. Savunmasız hayvanları aç ve susuz ölüme terk etmenin bir insanlık suçu olduğunu söyleyen hayvanseverler, hayatta kalan tavşanları, şırıngayla su içirerek yaşatmaya çalıştı. Tavşanlar daha sonra veteriner hekim tarafından kontrol altına alındı. http://www.kenthaber.com/akdeniz/mersin/Haber/Genel/Normal/142-tavsan-yatirim-kurbani-oldu/efd966b6-3047-4653-b6a4-b4be4e493404
Tawşi der ki; Bunu yapanları o ufak kafeslere sokup 3 ay aç ve susuz bırakacaksın, öldükleri zaman da, "Pardon deney yapmak istemiştim, tavşan değil miydi bunlar?" diyeceksin... İnşallah hem bu, hem de öbür dünyada o masum hayvancıkların ahlarını kat kat öderler.. İşte yine ülkenin denetimsizliği, eğitimsizlik sonucu olmayan hayvan sevgisi ve sorumsuzluk, yasaların yetersiz kalışı.. Kendinizi o tavşanların yerine koyun bir kere ki, iyi ki dünyaya tavşan olarak gelmemişim diyeceksiniz..
Checking how the rabbit producers142 was the victim of RABBIT INVESTMENT
Mersin, angora rabbits for wool yarn produced in 142, died of neglect. 8 of the rabbits died hungry and thirsty, dying at the last moment was rescued by animal lovers.
Allegedly, 6 months ago came to the village of Hopurlu Yasar's party that it will establish a rabbit farm, Tahsin Tuncel rented warehouse. Here is a person engaged in propagation time, the rabbit, he disappeared after a while when damaged.
Rabbits for a while with feed and water the animals had left the store owner Tahsin Tuncel overlooking the warehouse owner, warehouse rent and maintenance fee after receiving no, gave up care of the animals. 3 months ago 150 angora rabbits are abandoned to its fate, unable to bear hunger and thirst began to die one by one. Chairman, Association of Friends of Animals of Mersin on a tip event learned members of the association with Nilgun Dervis, the rabbit went to the farm that is experiencing the massacre. Animal lovers on the farm they lived in complete shock by the sight. 142'sinin 150 angora rabbits died, abandoned to its fate. 8 rabbits were rescued from death at the last moment by the animal.
Event "savagery" described as the members of the Association of Friends of Animals of Mersin, tutamazken tears by the sights they saw, reacted to the warehouse owner Tahsin Tuncel. Animal lovers, Tahsin Tuncel held responsible for the death of rabbits with the situation discussed for a while to notify any institution. To leave the animals vulnerable to hungry and thirsty animal who is a crime against humanity, the surviving rabbits, a syringe of water içirerek tried to keep alive. The rabbits then were controlled by a veterinarian.
SOKAK HAYVANLARI AMBULANSI
Sahipsiz sokak hayvanları kaza geçirdiği zaman ALO 153'ü arıyorsunuz, ambulans geliyor ve müdahale ediyor.. Şimdilik ise sadece 1 ambulans var ve o da tüm İstanbul'a nasıl yeter bilinmez..
Allah korusun aracınızla bundan sonra yolda bir hayvana çarptığınızda o hayvanı hemen en yakın yerdeki veterinere götürmelisiniz, insanlık olarak bunu gerektirir çünkü, (düşünsenizde biri annenize çarpıp kaçıyor, bunu kim ister..) Çarptığınız hayvanı veterinere götürmezseniz büyük bir ceza ödemek zorunda kalırsınız (yakında inşallah hapse çevrilir..).. Ayrıca götürdüğünüz veterinerde tüm sağlık bakımlarını trafik sigortanız ücretsiz olarak yeni yasalara göre karşılıyor.. Lütfen duyarlı olun ve fazla hız yapmayın ki önünüze çıkan bu canlar ölmesin..
Looking for an accident when the ALO 153 stray animals, sounds, and to intervene in an ambulance .. There is now only 1 ambulance, and he knows enough of all how to Istanbul ..
God forbid that car and then hitting an animal on the road where the closest animal vet immediately to have the password, because it requires that, as human beings, (Think of your mother hit one of the run, who wants it ..) will have to pay a huge penalty not take bumped animal vet (hopefully soon translated into jail ..) .. In addition, all health care for vets take your insurance at no cost by law to meet the traffic .. Be sensitive and more speed in front of you so that these souls do not die ..
TAVŞANLAR VE AVCILIK DENEN ŞEY
Allah hayvanları ve insanları yarattı ama avcıları yaratmadı.. Zaten insanlar bir karışmasa onlar kendi popülasyonlarını dengede tutuyorlar ama mesela biz sırf kürkleri için tilkileri, gelincikleri avlayınca o civardaki tavşanlar da doğal olarak artar.. Sonra da bahane olarak avcılar da zincire dahil edilir.. Gerçek bir hayvanseverin zaten hayvaları da kendi çocuğu, dostu gibi gördüğünü ve sırf spor (Ne kadar spor olduğu da tartışılır) uğruna Allah'ın verdiği canı almayacağını düşünürüm.. Sanırım düşüncelerimi en iyi aşağıdaki karikatür anlatıyor;
Allah hayvanları ve insanları yarattı ama avcıları yaratmadı.. Zaten insanlar bir karışmasa onlar kendi popülasyonlarını dengede tutuyorlar ama mesela biz sırf kürkleri için tilkileri, gelincikleri avlayınca o civardaki tavşanlar da doğal olarak artar.. Sonra da bahane olarak avcılar da zincire dahil edilir.. Gerçek bir hayvanseverin zaten hayvaları da kendi çocuğu, dostu gibi gördüğünü ve sırf spor (Ne kadar spor olduğu da tartışılır) uğruna Allah'ın verdiği canı almayacağını düşünürüm.. Sanırım düşüncelerimi en iyi aşağıdaki karikatür anlatıyor;
TAVŞAN TİCARETİ
Onlar Allah'ın yarattığı güzelliklerden.. Onlar doğanın bir parçası.. Onlar ekosistemin halkası.. Onlar insanların arkadaşı.. Onlar duygulu, narin, ponpon kuyruklu tüy yumağı.. Tavşanların doğadan alınıp, tıkış pıkış küçük kafeslerde, güneş yüzü, gökyüzü görmeden zorla çiftleştirilip, darphane gibi yavru bastırılmasına karşıyız..
Şöyle bir empati yaparak düşünün bir; sizi ya da ailenizden birini alıyorlar, küçücük bir odaya kapatıyorlar, sonra bir çocuk dünyaya getirilmesi için 9 ayda bir zorla biriyle birlikte olunuyor, yaşadığı şartlar kötü.. Olan sağlıksız çocuk da başka ailelere satılıyor, annenin durumu perişan çünkü her 9 ayda bir çocuk ya da çocuklar doğurmak zorunda, odadan da kaçamıyor, ömrü orada sevgisizlikle çürüyüp gidiyor.. İşte zalim hayvan ticaretinin gerçek yüzü de böyledir.. Ne yapın edin, dostlarınızı barınaklardan sokaklardan edinin.. Ve unutmayın ki, dünya bizim kadar onların da.. Biz yokken onlar vardı..
AYVALIK SAMANLIK HASIR ADASI TAVŞAN ÖLÜMLERİ
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde adada yaşayan yüzlerce tavşan susuzluk ve açlıktan telef oldu.
22 adadan biri olan ve üzerinde yerleşim olmayan ancak buna karşın onlarca tür ve yüzlerce yabani tavşana ev sahipliği yapan Hasır Adası’nda aşırı sıcak nedeniye su ve yiyecek içecek bulamayan yüzlerce hayvan telef oldu.
KENDİ CEP HARÇLIKLARIYLA YABANİ TAVŞANLARA YİYECEK GÖTÜRDÜLER
Bir veteriner kliniğinde personel olarak çalışan Murat Şengönül ve Ezgi Parmaksız isimli iki genç, adada yiyecek bir şey bulamadıkları için artık birbirlerini öldürerek karınlarını doyurmak zorunda kalan yabani tavşanlar için kendi cep harçlıklarıyla satın aldıkları onlarca kilogram havuç ve pazar yerlerinden topladıkları marul yaprakları ile yeşillikleri kiraladıkları bir tekne ile adaya götürdüler.
ÇEVRECİLER VE HAYVANSEVERLERİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ
Hasır adasında yüzlerce tavşanın ölüsüne denk geldiğini anlatan Murat Şengönül, gördüğü manzara karşısında üzüntüsünden gözyaşlarını tutamadığını kaydederek, “Adada gördüğüm manzarayı aynı veteriner kliniğinde çalıştığımız Ezgi’ye anlattım. O da anlattıklarımdan çok etkilendi. Hemen adada açlıktan öldüğünü tespit ettiğimiz bu yabani tavşanlar için kendi imkânlarımızla bir şeyler temin ederek, pazarcı esnafının artıklarını topladık ve kiraladığımız bir tekne ile adaya getirdik. Bu çalışmayı bundan sonra sık sık yapacağız. Bizlere Ayvalık halkı ile ilçede faaliyet gösteren hayvan severlerle, çevrecilerin de destek vermesini istiyoruz” dedi.
Ezgi Parmaksız ise, “Murat ağabey, geçen hafta bu adaya geldiğinde yüzlerce ölü tavşanla karşılaşmış. Ölü hayvanların üzerinde yaptığı incelemelerde bu hayvanların açlıktan öldüğünü belirlemiş. Yüreklerimiz parçalandı. Hemen düğmeye basarak doğanın süsü sevimli tavşanlar için bir şeyler yapmak istedik. Ve şimdi buradayız. Bu yaptığımızın devamlılığının sağlanması için ilçede faaliyet gösteren hayvanseverleri ve çevrecileri göreve davet ediyoruz. Onlarında destekleriyle, insanlık ayıbı olarak nitelendirdiğimiz yabani tavşanların açlıktan ölmelerinin önüne geçilebileceğine inanıyoruz. Bu konuda Ayvalık Belediyesinin de üzerine düşeni yapmasını ve açlıktan ölen yabani hayvanların ölmemeleri için destek olacaklara da öncülük yapacağına inanıyoruz” diye konuştu.
Murat Şengönül ve Ezgi Parmaksız, ilçede Hasır adasına tavşan avlamak için gelen avcılara da tepki göstererek, avcıları buraya vurmak için değil, eyleme destek olmaya çağırdıklarını da sözlerine eklerlerken, “Çünkü sportif amaçlı yaptıklarına inandığımız tavşan avları için bu adadaki tavşanlar açlıktan telef olup öldükleri sürece avcılarda bu adada avlayacak tavşan bulamayacaklar, çevreci ve hayvanseverler ile tüm halkımızı göreve çağırıyoruz”
BODRUM GÜMÜŞLÜK TAVŞAN ADASI REZALETİ
Maalesef çevre ve hayvan sevgisi açısından çok bilinçsiz bir milletiz ne yazık ki.. Üzülüyorum çünkü her yere yetecek yetkim yok ama tavşanların olmasa da benim sesim var.. Haliç'teki Eyüp Tavşan Adası rezaleti sonrasında diğer bir rezalet de Bodrum'un Gümüşlük Belediyesi'ne ait Tavşan Adası'nda yaşanmaya devam ediyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da tavşancıklar aç kalan sokak köpekleri tarafından paramparça ediliyor ve sayıları hızla azalıyor, yani belediye turist gelmiyor diyeceğine tavşanları koruma altına olsa iyi olacak.. Çözüm tabi ki köpekleri öldürmek, zehirletmek değil, onlar da bizim can dostlarımız ama en azından köpekler doyurulsa ve sahiplendirilse bu olaylar yaşanmaz...
TAVŞANLARIN DENEYLERDE KULLANILMASI
İngiliz Hayvan Deneylerinin Yasaklanması Birliği'nin (British Union for the Abolition of Vivisection -BUAV) sekiz ay süren çalışmaların ardından, Hampshire'daki Wickham Laboratuarında gizlice çekim yaptı.
Görüntülerde, tavşanlara yaklaşık 30 saat yiyecek ve içecek verilmiyor.
Daha sonra mengeneli metal kutuların içine konulan tavşanlardan bazıları ölüyor.
Labaratuarda tavşanlara verilen ilaçlarda başta antibiyotik olmak üzere diğer ilaçların ve tuzlu su testi yapılıyor.
İlaçların, tavşanların kulağına yakın damardan yapıldığını açıklayan BUAV, bunların da hayvanlara büyük acı verdiği hatta bazılarının gözyaşı döktüğünü bildirdi. Allah sanki onları işkence yapalım diye yarattı...
(Prohibition of Animal Experiments of the British Association (British Union for the abolition of Vivisection-BUAV) After the hard work for eight months, Wickham Hampshire, was shot in secret lab. Images, approximately 30-hour food and drink are not rabbits. Then placed into cans clamping some of rabbits die. Other medicines, including medicines, especially antibiotics given to laboratory rabbits and salt water test is done.)
İSTANBUL HALİÇ TAVŞAN ADASI REZALETİ
İsmi kulağa hoş gelse de altında inanılmaz bir rezalet var.. İstanbul Haliç'te de Eyüp mezarlığının karşısında bir tavşan adası bulunmaktadır, işte hikayesi; yıllar önce adada yaşamın olduğunu kanıtlamak isteyen Eyüp ya da Fatih belediye başkanı (nedense, gelsin kendi otursun, göstersin), bu adaya bir çift tavşan bırakır. Tavşanlar bildiğiniz üzere çok hızlı üreyen canlılar.. 500 tavşan, 1000 tavşan, 2000 tavşan derken adayı tavşan sarmış.. Tabi adada oturan kimse yok sadece biraz ot var, içme suyu bile yok, tavşanlar doğada toprağı en az 30 cm kazıp tünellerde yaşayan hayvanalar ki ada toprağı kalınlığı sadece 15 cm, yani soğuktan donarak ölmeleri, sokak köpeklerinin parçalamaları, tinercilerin dadanmaları kaçınılmaz.. Yiyecekleri birşey de yok.. Civardaki evler sürekli su yüzeyinde tavşan ölüleri görmeye başlamışlar ve tabi kimsenin birşey yuaptığı da yok.. Bunun üzerine Yedikule Hayvan Barınağı gönüllüsü Meral Olcay 2008'de gidip tavşanlara kutulardan hazırladığı yuvaları, su ve yemek kaplarını, yiyecek, su götürüyor, tavşanlar açlıktan etraflarını sarıyor ama onların bir gün değil hergün doyurulmaya, hergün sıcak bir yerde kalmaya ihtiyaçları var.. Zamanla hastalıktan uyuz oluyorlar, kışın donarak ölüyorlar, tavşanına bakamaya insan dışı varlıklar bu ölüm adasına gelip tavşanlarını ölüme terk ediyorlar.. Tek çözüm o tavşanların oradan toplatılıp yaban domuzlarının ve sokak köpeklerinin az olduğu bir yerde doğal ortamlarına geri salınmaları.. Arkadaşımla bir araba dolusu tavşanların yiyebileceği herşeyden alıp doldurup Eyüp İskelesi'ne vardık, ordaki bir kayığa eşyaları yükleyip bindik ve 5 dakika sonra da adaya vardık, kayıkçı yüklerimize yardım edip bizi kıyıda bekledi, etrafa çok bakındık ama ne bir tavşan vardı ne de bir ölüsü veya pisliği.. Kayıkçı onların akşam çıktıklarını söyledi ama yine de bir kısmı olmalıydı, sadece kazlar, kargalar, su kuşları vardı.. Yiyecekleri afiyetle yediler.. Biri tavşanları kötü niyeti üzerine toplamış olabilir, belediye ise Park ve Bahçeler Müdürlüğü'ne yönlendiriyor ama orası da ilgilenmiyor.. Tavşancıklara ne oldu bilmek istiyoruz! İşte fotoğraflar aşağıda..
(Sounds cool, but there under the name of an incredible disgrace .. Across the Golden Horn in Istanbul Eyup cemetery is a rabbit island, here's the story, many years ago who wanted to prove that life on the island and Fatih mayor of Eyup, or (for some reason, come sit their, show), it leaves the island a couple of rabbits. As you know, very fast breeding rabbits living .. 500 rabbits, rabbits 1000, 2000, saying rabbit rabbit plagues the island .. Of course, only a little grass on the island there is no one sitting, do not even have drinking water, the rabbits living in the tunnels they dig in nature, the soil at least 30 cm thick soil hayvanalar the island is only 15 cm, ie, froze to death to die, stray dogs shredding, tinercilerin dadanmaları inevitable .. The one thing no food .. Nearby houses and began to see the dead rabbits subjected to continuous water surface yuaptığı there is no one thing .. The rabbits on the boxes Yedikule Animal Shelter volunteers prepared to go in 2008 Meral Olcay slots, water and food containers, food, water leads, rabbits, not a day every day from hunger, but their doyurulmaya wrap around them, they need to stay in a warm place every day .. Over time, becoming the disease of scabies in the winter by freezing, dying, came to the island of the dead rabbits rabbits unable to provide care to non-human beings are left to die .. The only solution is less than that of stray dogs and rabbits, wild boars then seized and is released at a location back to the natural environments .. Fill in all, take a car full of my friends and eat the rabbits arrived in Eyup Quay, involvement, and 5 minutes, then boarded a boat to the island came to install objects, boats on the shore waiting for us and help our load, so I looked around but there was neither a rabbit nor a dead or shit .. The boatman said, but still some of them should come out tonight, just geese, crows, there were water birds .. They ate food with pleasure .. With bad intentions may be collected on one of the rabbits, municipal manager of the park and Bagci, but that 's not interested in directing .. We want to know what happened!)
Rotamız Tavşan Adası
Tavşanlara en lezzetli yiyecekler..
Uzaktan Eyüp Tavşan Adası
Adanın dört bir yanına yiyecek dağıtmaya çalışırken
Adadan Eminönü'nün görünüşü..
İris torbaları açarken
Adadaki muhteşem su kaynağı, gelsin de tavşanları adaya bırakan içsin bakalım!
Lahana, havuç, tahıl, ekmek, galetaları her yere dağıtırken..
O gün beni yalnız bırakmayan duyarlı arkadaşım İris ve annesi Birsen Teyze'ye çok teşekkür ederim..
bende hayvanlar için bi şeyler yapmak istiyorum ama ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ltfen yardım edin napmalıyım?
YanıtlaSilMerhaba, öncelikle duyarlılığınız için çok teşekkür ederim. Genç Haytap, Yeryüzüne Özgürlük gibi derneklere katılabilirsiniz ama benden tavsiye; yaşadığınız yere en yakın olan köpek barınağına gidin, köpeklerin hızlıca fotoğraflarını çekin ve petarkadaş, facebook, kendi bloğunuz gibi yerlerde paylaşın böylece birçok insanın barınağa gidip bu köpekleri sahiplenmesini sağlarsınız. Haytap ve İstanbul Barosu gibi yerlerden hayvan eylemlerini takip edebilirsiniz. Çevrenizde kürk, suni deri, peluş kullananları uyarın, katliama örnek olmasınlar. Mahallenizdeki sokak kedi ve köpeklerinin fotoğraflarını çekip dediğim yerlere bilgileriyle koyun ve kendi elinizle sahiplendirmeye çalışın. Çünkü yakında sokak hayvanları deney hayvanı olarak kullanılacak bu yüzden çabuk olmalıyız, hepsine ev bulmalıyız :( Arkadaşlarınıza petshop yerine barınakları ve petarkadaş'ı tavsiye edin, kapınızın önüne yoğurt kabına su ve mama koyabilirsiniz, sokakta yerler belirleyin ve buralara hergün kediler için evde biriktirdiğiniz yemek atıklarını, aldığınız kuru mamaları bırakın.
Sil(Sadece suni ceketler alıyorum , evet belki bir tavşanın o yumuşak ve sıcak kürkünün komforunu vermez ama bir hayvana daha rahat yaşama konforunu verir..) Aslında yazmak istediğim yorum buydu , fakat daha önemli bir konu vardı uzun süredir aklımda , mümkünse belirtmek isterim , her zaman tavşanlarınız ve bilgilerinizi okuduk bu forumda , ama hiçbir zaman sahibini tanıma fırsatını elde edemedik .Rica etsem bir yazında bize kim olduğundan yada nerde yaşadığın günlük hayatta tavşanların dışında nelerle uğraştığından , iş hayatı gibi ..Lütfen yalnış anlama , erkek değil kızım ben kötü bir amacım yok .
YanıtlaSilÖncelikle ben birşey merak ediyorum; Youtube kanalınızda canlı bir kurbağanın işkenceyle kaynatılma videosunu neden beğendiniz sorabilir miyim? Ben de fotoğraflardan kurbağalı bir klip hazırlamıştım ama yapılan eziyetlerin kötülüğünü anlatıyordu, bu video ise tamamen özendiricidir ve suçtur. Yanlış anlamayın, sadece suça ortak olmayın. Kurbağa da bir kedi, köpek, tavşan kadar değerlidir, o da bir candır çünkü. Hem de bizim için sinekleri yokeder.
SilBu hesabı sadece ben kullanmıyorum :) ortak bir hesap bu .
SilO kurbağa gece gece panikatak yaptı sağolsun.. O işkenceyi yapanın...
Sil