TAWŞİ İLE OTOBÜS YOLCULUĞU

     

         Yaz mevsiminde her sene olduğu gibi İzmir'de bulunan yazlığımıza gidecektim. Her sene 2 kedimi de taşıma kutusuyla otobüste uyutulmuş halde götürürdüm. Yalnız bu sene oldukça dikkatli olmalıydım, çünkü bir tavşanım vardı. Otobüslerde yeni çıkan karara göre evcil hayvan taşımak yasak. Arabası olmayanların hayvanı ne olacak peki? Bu hayvanlara yazık değil mi? Neden yaz mevsimini bizim yanımız yerine pansiyonlarda geçirsinler? Tawşi'yi kapağı demir olan plastik kedi taşıma kafesine koyup dibine hasta bezi yaydım böylece idrarını yaptığında emecek ve vücuduna deyip tüylerini dökmeyecekti, talaş koymadım ki sürekli kazımasın, ses olmasın. 1 avuç saman koydum. Yanıma 200 ml'lil seyahat suluğunu ve bir de oda sıcaklığında şişe su aldım, şişeden suluğa yarısını dolduracak şekilde su koydum, ucunu kafesten uzattım lık lık lık içti. Sürekli kutusuyla kucağımda durdu. Bagaj bölümüne kedi-köpek gibi veremezdim çünkü tavşanlar ani sıcak artışında birden şoka girerler ve ölürler, ayrıca sesten bile ölebilirler. Molalarda çaktırmadan sebze ve yemini yedikten sonra (Tavşanı kaçırmadan mümkünse kafes kapağını açmadan verin) dışarıda gece yolculuğu olduğundan püfür püfür ve oldukça serin havasını da aldı. Tabi yine çaktırmadan. Otobüste de klima olunca sorun olmadı. Zaten sessiz sakin hayvan. Çok şükür bunu da atlattık. Unutmayın; hayvanla seyahatin püf noktası tavşanı sizden başka hiçkimsenin görmemesi ve bilmemesidir. 12 saat yolculuk ardından beni feci kıtlayacak diye bekliyordum ama gerek evi çok sevmesinden, gerekse teyzemin onu çok sevmesinden hiç kıtlanmadım ve hemen adapte oldu. Sadece İran kedimiz Köpük'ten uzak tutuyorum, yaklaşmaması için bol çaba sarfediyorum.  Şu anda ise evin tahta merdivenine bayılmış durumda, aşağı yukarı zıplayıp duruyor. Tawşi'nin yaz maceralarının fotoğrafları çok yakında :)